Bu kitabın başarısı, gazeteci Ferhat Ünlünün, eski MİT yöneticisi Mehmet Eymürün açıklama ve anlatımları temelinde Türkiyede askeri ve sivil bürokrasi alanında yakın tarihte ortaya çıkmış, bir kısmını çoğumuzun az çok bildiği, ama hep bölük pörçük parçalar halinde algıladığımız olayları birbirleriyle ilişkilendirme, bütünleme çabasında yatıyor. Kuşkusuz Eymürün yakın tarihe tuttuğu bu ayna, olduğu gibi salt gerçeği yansıtan bir ayna değil, gerçeğin bazı unsurlarını gizleyen, dışavurduğu unsurlarını da yorumlayarak, değiştirerek, hatta kimi zaman içeriğinden soyutlayarak sunan bir ayna... Ama yine de bir ayna, diyor Ferhat Ünlü, kamuoyu, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ya da Abdullah Çatlı gibi isimler özelinde MİTin hangi yöntemlerle çalıştığını anlamıştır. Diğer güç temsilcileri de konuşmalıdır. En çok susulması gereken yerde konuşmayı neredeyse ilke edinen askeri-sivil bürokratik güçler ve siyasi odaklar, en çok konuşulması gereken yerde susmamayı bilmelidirler. Aynanın halihazırdaki sırlarını gerçek anlamda çözmenin, şimdiki yansımaların taşıdığı yanlışlıkları, eksikleri gidermenin tek yolu budur.
Bu kitabın başarısı, gazeteci Ferhat Ünlünün, eski MİT yöneticisi Mehmet Eymürün açıklama ve anlatımları temelinde Türkiyede askeri ve sivil bürokrasi alanında yakın tarihte ortaya çıkmış, bir kısmını çoğumuzun az çok bildiği, ama hep bölük pörçük parçalar halinde algıladığımız olayları birbirleriyle ilişkilendirme, bütünleme çabasında yatıyor. Kuşkusuz Eymürün yakın tarihe tuttuğu bu ayna, olduğu gibi salt gerçeği yansıtan bir ayna değil, gerçeğin bazı unsurlarını gizleyen, dışavurduğu unsurlarını da yorumlayarak, değiştirerek, hatta kimi zaman içeriğinden soyutlayarak sunan bir ayna... Ama yine de bir ayna, diyor Ferhat Ünlü, kamuoyu, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ya da Abdullah Çatlı gibi isimler özelinde MİTin hangi yöntemlerle çalıştığını anlamıştır. Diğer güç temsilcileri de konuşmalıdır. En çok susulması gereken yerde konuşmayı neredeyse ilke edinen askeri-sivil bürokratik güçler ve siyasi odaklar, en çok konuşulması gereken yerde susmamayı bilmelidirler. Aynanın halihazırdaki sırlarını gerçek anlamda çözmenin, şimdiki yansımaların taşıdığı yanlışlıkları, eksikleri gidermenin tek yolu budur.