Fatih Sultan Mehmed, yalnız Kostantiniyyeyi feth ederek büyük müjdeye mazhar olmakla kalmamış, Osmanlı Devletini bir cihan devleti haline getiren padişah olarak da tarihe geçmiştir. Onun fethi, mekânla birlikte zamanı da kapsadığı içindir ki, bizimle beraber yaşamaktadır. Kırım ile İtalya (Otranto) onun avucundaki çizgilerde birleşir, Tuna ile Fırat onun kalbinden geçerek birbirlerine akmaya başlar, Karadeniz ile Akdenizi buluşturur.
Sade coğrafya mıdır buluşan? Onun dünyasında kültürler ve sanatlar da, dinler ve diller de, kitaplar ve haritalar da bitimsiz bir yolculuğa çıkarlar. Doğuyu da, Batıyı da kucaklamak ve bir büyük bahçenin içine almak istemişti. Küçük cihad dediği fetihleri, büyük cihad (cihâd-ı ekber) ile tamamlamaktı gayesi.
Fatih Sultan Mehmed, yalnız Kostantiniyyeyi feth ederek büyük müjdeye mazhar olmakla kalmamış, Osmanlı Devletini bir cihan devleti haline getiren padişah olarak da tarihe geçmiştir. Onun fethi, mekânla birlikte zamanı da kapsadığı içindir ki, bizimle beraber yaşamaktadır. Kırım ile İtalya (Otranto) onun avucundaki çizgilerde birleşir, Tuna ile Fırat onun kalbinden geçerek birbirlerine akmaya başlar, Karadeniz ile Akdenizi buluşturur.
Sade coğrafya mıdır buluşan? Onun dünyasında kültürler ve sanatlar da, dinler ve diller de, kitaplar ve haritalar da bitimsiz bir yolculuğa çıkarlar. Doğuyu da, Batıyı da kucaklamak ve bir büyük bahçenin içine almak istemişti. Küçük cihad dediği fetihleri, büyük cihad (cihâd-ı ekber) ile tamamlamaktı gayesi.
Türk/Osmanlı tarihinde 'büyük hükümdar' olarak kabul edilen sayısız hakan/sultan var, kuşkusuz. Allah bu konuda bize cömert davranmış, şükürler olsun ki. Fatih Sultan Mehmet Han da şüphesiz bu hükümdarların en ünlülerinden ve manevi olarak da en çok değer verilenlerin başında geliyor dersek, hatalı bir yorum yapmış olmayız kanımca.
Tarihi kişilikler üzerine yazılan kitapların; sadece o kişi/lerin yaptığı savaşlar, doğduğu ve öldüğü yıl gibi düz, basit ve yüzeysel bilgiler olmasından haz etmiyorum; sıkıcı geliyor. Sanki lise tarih kitabı okuyormuşum havasında ilerliyor, ilgi çekmiyor. Lakin bu kitap bunun çok ötesinde; Fatih'in Rüyası ismi kesinlikle çok uygun bir isim olmuş; Fatih'in kişiliği ve Fatih olmasını sağlayan olaylar ve kişilerin anlatıldığı bu kitapta Fatih Sultan Mehmet Han'ın nasıl bir Osmanlı istediğini okuyoruz.
Okurken tadı damağımda kaldı; bilmediğim o kadar şey varmış ki Fatih hakkında; aslında onun hakkında hiçbir şey bilmiyormuşum desem, daha doğru olurmuş. Zağanos Paşa'nın Fatih'in kayınpederi olduğunu bilmiyordum; Çandarlı Halil Paşa ile Bizans'ın veziri Notaras arasındaki ilişkiyi bilmiyordum; karadan yürütülen gemileri biliyordum ama o gemilerin aslen köprü haline getirilip, kullanıldığını hiç bilmiyordum! Fatih'in Enderun sebebiyle Türk kökenli adamların sayısını devlet yönetiminde azalttığını vs. söyler, şikayet edilirdi ama buna neden olan olayın Çandarlı Vakası olduğunu hiç öğretmezlerdi; 2. Murat döneminde orduya tüfeğin girdiğini ve Fatih döneminde yayıldığını; bunların fetih sırasında da kullanıldığını bilmiyordum!
Fatih, Kanuni, Yavuz ve 2.Abdülhamid gibi zeki ve büyük hükümdarların ortak özelliklerinin ne olduğunu sorsanız; tartışmasız en başta söyleyeceğim ilk iki şey şunlar olur; bilge hocalar ve bol kitap okumaları. Bu tarihi kişiliklerdeki örneğe bakarsak içi dolu, aydın, bilgili öğretmenlerin varlığının ne kadar önemli olduğu ve bol kitap okumanın gerçekten zekayı geliştirip, insanın ufkunun açtığını görüyoruz.
Şimdi diyebilirsiniz; ben de deli gibi kitap okuyorum ama bunlar gibi olamadım. Bunun sebebi basit; okuduğunuz kitabın ne olduğu da fark yaratır. "Kitap olsun da ne olursa olsun!" mantığı yanlış ve çarpık bir düşüncedir. Size doğru bilgi sunan, ufkunuzu açacak kitaplar ile size hiçbir şey katmayacak, aksine ufkunuzu daraltacak kitaplar okumanız arasında dağlar kadar fark vardır. Yahut sadece roman okuyarak olmaz bu iş. Bu insanlar tek tür kitaplar da okumuyor, bir çok türde ve farklı yazarın kitaplarını(yerli-yabancı demeden) okumaya gayret gösteriyorlardı. Elbette okuduklarını kafadan hepsi doğru mantığı ile özümsemiyor, akıl ve sorgu süzgecinden geçirerek ayıklıyorlardı. Onların yaşamı ve kendilerini nasıl geliştirdikleri bizlere örnek olmalı.
Kitabı hepinize tavsiye ederim.