1999 Gölcük depreminden sonra tüm mesaisini adadığı Kuzey Anadolu Fayının Marmaradaki kolunu 31 Mayıs 2007 tarihinde gözleriyle görmek için özel bir denizaltıyla 1239 metre derine daldı. Deniz dibinde yedi saat süreyle kalarak fayı inceledi. İzini sürdüğü fayı, ancak çeşitli uzaktan algılama yöntemleriyle araştırabilmiş bir bilim insanı için bu deneyim Aya Seyahatten farksızdı.Marmara felaketinin güncesi diyebileceğimiz bu kitap, sayfalarını, 17 Ağustos Depreminden bir önceki sabaha açıyor. Gölcük Depremi sonrasında yaşananlar, bugün beklenen büyük İstanbul depremi için sürdürülen deniz araştırmaları ve nihayet Marmara Denizinin dibinde yatan fayı gözler önüne seren video görüntüleriyle tarihi bir deneyime tanıklık imkânı sunuyor.Naci Görür görevini başarı ile tamamlamıştı, İstanbulu tehdit eden fayı bu kez de gözleriyle görmüştü. Fay her şeyiyle kıpır kıpırdı. Birçok yerinde sular ve gazlar fokurduyordu. Bu haliyle 1999 Gölcük Depremi öncesi İzmit Körfezi içerisindeki fay koluna benziyordu. O da günün birinde uyanacaktı...
1999 Gölcük depreminden sonra tüm mesaisini adadığı Kuzey Anadolu Fayının Marmaradaki kolunu 31 Mayıs 2007 tarihinde gözleriyle görmek için özel bir denizaltıyla 1239 metre derine daldı. Deniz dibinde yedi saat süreyle kalarak fayı inceledi. İzini sürdüğü fayı, ancak çeşitli uzaktan algılama yöntemleriyle araştırabilmiş bir bilim insanı için bu deneyim Aya Seyahatten farksızdı.Marmara felaketinin güncesi diyebileceğimiz bu kitap, sayfalarını, 17 Ağustos Depreminden bir önceki sabaha açıyor. Gölcük Depremi sonrasında yaşananlar, bugün beklenen büyük İstanbul depremi için sürdürülen deniz araştırmaları ve nihayet Marmara Denizinin dibinde yatan fayı gözler önüne seren video görüntüleriyle tarihi bir deneyime tanıklık imkânı sunuyor.Naci Görür görevini başarı ile tamamlamıştı, İstanbulu tehdit eden fayı bu kez de gözleriyle görmüştü. Fay her şeyiyle kıpır kıpırdı. Birçok yerinde sular ve gazlar fokurduyordu. Bu haliyle 1999 Gölcük Depremi öncesi İzmit Körfezi içerisindeki fay koluna benziyordu. O da günün birinde uyanacaktı...