Sokrates olağandüşü bir mantıkçı idi. Çocukluğundan itibaren bir iç ses duymuştu e bu her zaman onu kendi ilgi alanlarına karşı herhangi bir şey yapmak üzereyken uyarıyordu. Mahkemesi sırasında bu sesi duymamıştı, ölümün onun için kötü değil, iyi bir şey olduğuna inanmıştı. Onun bilgeliği, bildiği tek şeyin hiçbir şey bilmemek olmasından kaynaklanıyordu. O her şeyi sorguluyordu. Onun yöntemi kendine özgü ve gösterişsizdi, ve karşı tarafta kızgınlık yaratabildiği iyi bilinmektedir. Bir konuşma sırasında, birisi örneğin bilgi gibi genel bir terim kullandığı zaman Sokrates ondan bu sözcüğü tanımlamasını istiyordu.
Sokrates olağandüşü bir mantıkçı idi. Çocukluğundan itibaren bir iç ses duymuştu e bu her zaman onu kendi ilgi alanlarına karşı herhangi bir şey yapmak üzereyken uyarıyordu. Mahkemesi sırasında bu sesi duymamıştı, ölümün onun için kötü değil, iyi bir şey olduğuna inanmıştı. Onun bilgeliği, bildiği tek şeyin hiçbir şey bilmemek olmasından kaynaklanıyordu. O her şeyi sorguluyordu. Onun yöntemi kendine özgü ve gösterişsizdi, ve karşı tarafta kızgınlık yaratabildiği iyi bilinmektedir. Bir konuşma sırasında, birisi örneğin bilgi gibi genel bir terim kullandığı zaman Sokrates ondan bu sözcüğü tanımlamasını istiyordu.