Hindistan ve Bangladeş gibi, gelir dağılımının son derece adaletsiz ve sefaletin diz boyu olduğu ülkeler için kullanılan Yırtılmış Ülke ifadesi, ne yazık ki artık, son otuz yıl boyunca kötü yönetimlerin egemenliğine esir düşmüş olan Türkiyenin jargonuna da girmiş bulunmaktadır. Türkiyenin bu dönemi, adeta bir azgelişmişlik tarihine dönüşmüştür. Birçok duyarlı insanın mücadelesine ve çabasına karşın, dünyadaki ve Türkiyedeki filler şımarıkça ve bencilce tepişti. Onlar tepiştikçe, bu ülkenin aydınları, yurtseverleri, gençleri ve yaşlıları, kadınları ve erkekleri, işçileri ve girişimcileri, esnafı ve memuru, çiftçisi ve köylüsü, kısacası geniş halk kitleleri sürekli ezildi. Evet! Filler Tepişince, Çimenler Ezilir sözünün doğruluğu, yirminci yüzyılın son çeyreğinde bizim coğrafyamızda tekrar kanıtlanmış oldu. Bu durum kaygı vericidir, ancak bilinmelidir ki umut yine de bu coğrafyada gizlidir. Bazılarının düşündüğünün ve inandığının aksine çözüm dışarıda değil, içeridedir. Çıkış yolu, başkalarının boyunduruğu altına girmekte değil, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel bağımsızlığını koruyabilmekte ve yaşatabilmektedir. Türkiyenin yeni dönemdeki birçok ihtiyacından biri, kötü yönetimlerden kurtulmak ve Türkiyenin dünya ile rekabetinde lider ülke yapacak açılımları yaşama geçirmektir.
Hindistan ve Bangladeş gibi, gelir dağılımının son derece adaletsiz ve sefaletin diz boyu olduğu ülkeler için kullanılan Yırtılmış Ülke ifadesi, ne yazık ki artık, son otuz yıl boyunca kötü yönetimlerin egemenliğine esir düşmüş olan Türkiyenin jargonuna da girmiş bulunmaktadır. Türkiyenin bu dönemi, adeta bir azgelişmişlik tarihine dönüşmüştür. Birçok duyarlı insanın mücadelesine ve çabasına karşın, dünyadaki ve Türkiyedeki filler şımarıkça ve bencilce tepişti. Onlar tepiştikçe, bu ülkenin aydınları, yurtseverleri, gençleri ve yaşlıları, kadınları ve erkekleri, işçileri ve girişimcileri, esnafı ve memuru, çiftçisi ve köylüsü, kısacası geniş halk kitleleri sürekli ezildi. Evet! Filler Tepişince, Çimenler Ezilir sözünün doğruluğu, yirminci yüzyılın son çeyreğinde bizim coğrafyamızda tekrar kanıtlanmış oldu. Bu durum kaygı vericidir, ancak bilinmelidir ki umut yine de bu coğrafyada gizlidir. Bazılarının düşündüğünün ve inandığının aksine çözüm dışarıda değil, içeridedir. Çıkış yolu, başkalarının boyunduruğu altına girmekte değil, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel bağımsızlığını koruyabilmekte ve yaşatabilmektedir. Türkiyenin yeni dönemdeki birçok ihtiyacından biri, kötü yönetimlerden kurtulmak ve Türkiyenin dünya ile rekabetinde lider ülke yapacak açılımları yaşama geçirmektir.
Karton Cilt, 272 sayfa
2004 tarihinde, Günizi Yayıncılık tarafından yayınlandı