Zengininden fakirine, büyüğünden küçüğüne hepimizin ortak noktası ve belki de zaman zaman zaafıdır futbol. Düşünün; bir ailenin henüz yeni yeni yürüyen çocuğuna ilk tanıştırdığı oyuncaklardan biridir plastik top. O basit ama bir o kadar anlamlı oyuncak küçücük bir çocuğun bile dünyası oluverirken belki de yaşama dair en güzel duyguları onun sayesinde tanır. Arkadaşlık, paylaşma, takım olma, mücadele etme, galibiyet ve mağlubiyet duygusu, kavgalar, ilk küskünlükler, barışmalar...Öyle güzel ve vazgeçilmez bir dünya yaratır ki o top, patlasa bile hava kararıncaya dek peşinden koşmaktan usanmaz, üstünü kirlettiği için annesinden ya da ayakkabılarını eskittiği için babasından işiteceği azara rağmen vazgeçmez futboldan. İşte çocukluktan başlayan kesintiye uğramadan yetişkin bir birey olana dek devam eden bu tutku kimi zaman sokak aralarında oyuncu, kimi zaman tutulan takımın maçını izleyen ateşli bir taraftar, kimi zaman arkadaş grubuyla hararetli tartışmalar yapan bir futbolsevere dönüştürür bizi. Yaşımız, konumumuz, mevkiimiz, unvanımız değişir, sıfatlarımız genişler ancak futbolun hayatımızdaki yeri değişmez. Günümüzü hatta haftamızı maçlara göre planladığımızı göz önünde bulundurursak futbolun, farkına varmadan yaşam tarzımız haline geldiğini yadsıyamayız. Hissettirdiği duygular paralelinde; ibadet biçimi, aşk, sevgi ve zaman zaman yaşattığı hüzünlerle ızdırap olabiliyor bizim için bu spor. İki kişi bir araya gelsek gündemdeki ya da geçmişten bugüne taşınmış unutulmaz anılarla içine giriveriyoruz futbolun.Peki yaşantımıza bu kadar işleyen, bizi peşinden böyle amansızca sürükleyen bu spor dalı hakkında neler biliyoruz? Dünyayı kasıp kavuran, yirmi iki kişiyle birlikte neredeyse tüm dünyanın peşinden koştuğu bu top sporu nerede, nasıl doğdu ? Gelin senelerdir sohbetini yaptığımız anılarımızı canlandıralım, bilgilerimizi ve birçoğumuzun bilgi sahibi olmadığı ölümsüz aşkın başlangıcını bu güzel kitapla toparlayalım ve paylaşalım.Sadece futbolu değil, futbol dışındaki tüm spor dalları ile ilgili bilmediğimiz ne çok şey olduğunun farkına varalım.Okudukça anılarımızın canlanacağı, bilgimizin artacağı bu kitabı bir solukta okuyacağınıza inanıyor, bol sporlu günler diliyorum.
Zengininden fakirine, büyüğünden küçüğüne hepimizin ortak noktası ve belki de zaman zaman zaafıdır futbol. Düşünün; bir ailenin henüz yeni yeni yürüyen çocuğuna ilk tanıştırdığı oyuncaklardan biridir plastik top. O basit ama bir o kadar anlamlı oyuncak küçücük bir çocuğun bile dünyası oluverirken belki de yaşama dair en güzel duyguları onun sayesinde tanır. Arkadaşlık, paylaşma, takım olma, mücadele etme, galibiyet ve mağlubiyet duygusu, kavgalar, ilk küskünlükler, barışmalar...Öyle güzel ve vazgeçilmez bir dünya yaratır ki o top, patlasa bile hava kararıncaya dek peşinden koşmaktan usanmaz, üstünü kirlettiği için annesinden ya da ayakkabılarını eskittiği için babasından işiteceği azara rağmen vazgeçmez futboldan. İşte çocukluktan başlayan kesintiye uğramadan yetişkin bir birey olana dek devam eden bu tutku kimi zaman sokak aralarında oyuncu, kimi zaman tutulan takımın maçını izleyen ateşli bir taraftar, kimi zaman arkadaş grubuyla hararetli tartışmalar yapan bir futbolsevere dönüştürür bizi. Yaşımız, konumumuz, mevkiimiz, unvanımız değişir, sıfatlarımız genişler ancak futbolun hayatımızdaki yeri değişmez. Günümüzü hatta haftamızı maçlara göre planladığımızı göz önünde bulundurursak futbolun, farkına varmadan yaşam tarzımız haline geldiğini yadsıyamayız. Hissettirdiği duygular paralelinde; ibadet biçimi, aşk, sevgi ve zaman zaman yaşattığı hüzünlerle ızdırap olabiliyor bizim için bu spor. İki kişi bir araya gelsek gündemdeki ya da geçmişten bugüne taşınmış unutulmaz anıla... tümünü göster