Fütuhât-ı Mekkiyye bilim, sanat, düşünce, kısaca insanın salt gerçeğe ulaşmadaki zihinsel ve pratik eylem ve ürünlerinin kendini gösterdiği alanların, varlığın birliği (vahdeti vücud) ilkesi perspektifiyle yeniden yorumlanması ve kurulmasıdır. İbn Arabîyi bütün tarihimizin en özgün müellifi, eserini ise derleme ve aktarım değil, özgün bir kitap yapan şey, o¬nun söz konusu birikimi bir ana fikir etrafında yorumlama yeteneği ve başarısıdır. Bu çabanın merkezine insanın yerleştirilmesi ise, kitabı insanın o¬ntolojik-epistomolojik serüvenini anlatan bir esere dönüştürür. Bu anlamda Fütuhât-ı Mekkiyye, inişli ve çıkışlı süreçlerinde insan hikayesini ve serüvenini anlatan bir eser diye yorumlanabilir.
Fütuhât-ı Mekkiyye bilim, sanat, düşünce, kısaca insanın salt gerçeğe ulaşmadaki zihinsel ve pratik eylem ve ürünlerinin kendini gösterdiği alanların, varlığın birliği (vahdeti vücud) ilkesi perspektifiyle yeniden yorumlanması ve kurulmasıdır. İbn Arabîyi bütün tarihimizin en özgün müellifi, eserini ise derleme ve aktarım değil, özgün bir kitap yapan şey, o¬nun söz konusu birikimi bir ana fikir etrafında yorumlama yeteneği ve başarısıdır. Bu çabanın merkezine insanın yerleştirilmesi ise, kitabı insanın o¬ntolojik-epistomolojik serüvenini anlatan bir esere dönüştürür. Bu anlamda Fütuhât-ı Mekkiyye, inişli ve çıkışlı süreçlerinde insan hikayesini ve serüvenini anlatan bir eser diye yorumlanabilir.