Galip Erdem ince yapılı, kısa boylu, zayıf bir insandı. Hayatının her devresinde, olduğundan daha yaşlı görünmüştü. Nuri Güngör bunu, fiziki yapısından çok, muhatabını ilk andan itibaren kavrayan ve etkisi altına alan güçlü şahsiyetine bağlar. İlgisiz görünen yukarıdan tavrı ve konuştukça belirginleşen zekâ ve kültürünün de bu yanlış algılamada etkili olduğu düşünülebilir. Bazan, kendisinden beş, on yaş büyük olanların ona "Galip Ağabey" demeleri karşısında, adamına göre espiri yaptığı yahut, hatta terslediği olurdu.
Yavuz Bülent Bakiler onun hakkında yazarken şöyle söyler: "Ben Galip Ağabeyi tanımadan önce, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" vecizesine inanırdım. Galip Ağabeyi tanıdıktan sonra gördüm ki, çok sağlam kafaların bile sağlıklı vücutları olmayabilir. Çünkü, Galip Ağabeyimin radyum cevheri gibi pırıl pırıl bir kafası, çelimsiz ve çok hastalıklı, sancılı bir bedeni vardı."
Galip Erdem ince yapılı, kısa boylu, zayıf bir insandı. Hayatının her devresinde, olduğundan daha yaşlı görünmüştü. Nuri Güngör bunu, fiziki yapısından çok, muhatabını ilk andan itibaren kavrayan ve etkisi altına alan güçlü şahsiyetine bağlar. İlgisiz görünen yukarıdan tavrı ve konuştukça belirginleşen zekâ ve kültürünün de bu yanlış algılamada etkili olduğu düşünülebilir. Bazan, kendisinden beş, on yaş büyük olanların ona "Galip Ağabey" demeleri karşısında, adamına göre espiri yaptığı yahut, hatta terslediği olurdu.
Yavuz Bülent Bakiler onun hakkında yazarken şöyle söyler: "Ben Galip Ağabeyi tanımadan önce, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" vecizesine inanırdım. Galip Ağabeyi tanıdıktan sonra gördüm ki, çok sağlam kafaların bile sağlıklı vücutları olmayabilir. Çünkü, Galip Ağabeyimin radyum cevheri gibi pırıl pırıl bir kafası, çelimsiz ve çok hastalıklı, sancılı bir bedeni vardı."
208 sayfa
2003 tarihinde, Alternatif Yayınları tarafından yayınlandı