Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.
Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.
Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti. Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın… Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…
Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar…
Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…
Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
(Tanıtım Bülteninden)
Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.
Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.
Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti. Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın… Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…
Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar…
Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…
Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
(Tanıtım Bülteninden)
MÜKEMMEL !!! KESİNLİKLE ON NUMARA..Bu kadın nasıl yazılacağını, insanı nasıl etkileyeceğini biliyor.Benim için zaten bir numaralı yazar.Yazdıkları da kütüphanemde baş köşede.Size de tavsiyem kesinlikle okuyun pişman olmayacaksınız...
Fatma Erdek Taht kurmuşsun kalbime,En güzel yerindesin :)))
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/06/fatma-erdek-gece-ile-safak.html
"Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu."
Favori yazarlarımdan biri olan Fatma Erdek'in son kitabı Gece ile Şafak yorumuyla karşınızdayım!
Öncelikle demek istiyorum ki Fatma Hanım bu kitap ile harikalar yaratmış. Normalde kim sorarsa sorsun her zaman favori Fatma Erdek kitabım Kara Kış Beyaz Düş derdim ama şimdi Gece ile Şafak derim şüphesiz! Bu kitap bambaşka bir şeydi, kelimelerle zor ifade edilecek ama okunduğunda kendinizi kaybedeceğiniz bir kitap olmuş. Ellerinize emeğinize sağlık Fatma Hanım.
Kısaca kitabın konusundan bahsetmek gerekirse, bir ses şarkıcısı olan Gece, yeni çalışmaya başladığı gece kulübünün müdür olan Şafak'la tanışıp da kendisinin özel koruması olduğunu öğrenmesiyle hayatı yeni bir şekilde yeniden başlıyor. Şafak'ın her geçen an Gece'nin hayatına biraz daha dahil olması ve ikisi arasındaki etkileşim kalplerine kadar sızarken geçmişleri geleceklerine yön vermeye başlıyor. Her ikisinin de birbirlerinden sakladıkları sırlar ve geçmişleri ilişkilerine farklı bir boyut kazandırırken, Gece'nin içinde yanan intikam ateşi onları başka bir belayla daha karşı karşıya bırakıyor.
Daha önce Fatma Erdek kitabı okuduysanız eğer bilirsiniz ki kitaplarda geçmişin izlerini günümüzde yaşayan karakterler oluyor. Bu kitapta da öyleydi ama kitap da bir de öyle bir şeyler vardı ki... okurun içine dokunup, kalbine kadar ulaşıyordu. Bazen kalbini bir el sıkarken bazen o el sanki kırılacak değerli bir eşya avucundaymış gibi hissettiriyor!
Dürüst olarak söylüyorum ki bu kitabı anlatmaya kelimeler yetmez!
ukarıda dediğim gibi, Fatma Hanım bu kitapla bambaşka bir şey yapmış, okuru tam alnının ortasından, kalbinin derinliklerinden, aklının en uç noktalarından vurarak duygularını karman çorman yapmış.
Öyle ki kötü karakteri bile sevecek nedenler bulabiliyorsunuz. Söylemezsem içimde kalır. Tuncay'ı sevdim! Okuyan herkes Şafak... Şafak... Şafak... diyebilir ama Tuncay! Onun yaşadıkları kalbime dokundu, gözlerimi doldurdu! Evet, suçlu, affedilemez şekilde ama... onu o hale getiren şartlar göz önüne alındığında suçu hafifletilebilir bence.
Duygularınızı alt üst edecek bir kitap!
Fatma Erdek kitaplarını gözüm kapalı size tavsiye ederim, hatta alın beğenmezseniz ben size kitap hediye edeceğim diyecek kadar güvenirim kadının kalemine ama Gece ile Şafak... kelimelerle ifade edilemez bir kitaptı.
Gece ile Şafak, yeşilçam tadında bir kitaptı : )
Gece, barlarda sahne alan, menekşe gözlü, büyüleyici bir sese ve güzelliğe sahip, her erkeğin aklını başından alan bir kadın, en son çalışmak için başladığı yer, gece hayatının en kötü adamlarından biri, Ayhan Çakır'ın barı Çakırkeyif, fakat Gece en baştan tavrını ortaya koyan, sadece sesiyle anılmak istediğini, başka hiç bir şekilde müşterilerle muhatap olmayacağını çok sert bir dille söyleyen korkusuz biri, bu tür adamların karşısında cesur ve gözü pek görünmek zorunda olduğunu biliyor, zira hayat buralarda çok farklı..
Aslında Gece, ilk andan itibaren gizemli hareketleri ve iç sesleriyle göründüğünden farklı bir kadın olduğunu fısıldıyor kulaklarımıza, nitekim satırlar ilerledikçe bizleri oldukça şaşırtan , derinden etkileyen, bir geçmişe sahip olduğunu öğreniyoruz, yeraltı camiasıyla bir derdi var orasını anlıyoruz, ve gerçek Geceyi satırlar arasında keşfettikçe şaşkınlığımız artıyor , duyduklarımızın, gördüklerimizin, aslında gerçek olmadığını öğreniyoruz, her söylenen söz yalan, ve herkesin yüzünde aslında bir maske var, ve en önemlisi , bu hikayede kimse gerçek değil ..
Ayhan Çakır, gecenin koruması olarak, aralarına yeni katılan bir adamını görevlendiriyor, adı Şafak, Gece ile Şafak, isimler oldukça ironik geliyor bize, ama onlar için asıl ironi satırlar ilerledikçe ortaya çıkıyor, özellikle Gece için her şey baştan yazılmaya başlıyor, tüm geçmişi yeniden hayat buluyor, Şafak'ın sırlarında...
Şafak, sıradan bir bar fedaisi gibi görünüyor ama değil, adamın geçmişini kimse bilmiyor, hakkında hiç bir bilgiye ulaşılamıyor, bir assolist korumasının çok üzerinde standartları olduğu, bir şeyler çevirdiği belli ama ne , onunda bu camiayla olan derdini ve özellikle Gece ile olan bağlantısını zamanla öğreniyoruz...
Gelelim hikayenin en kötü adamına, Tuncay Demirhanlı, yazar öyle bir karakter yaratmış ki, kitabın kötü adamı olmasına rağmen, duruşuyla , kendine güveniyle, karizmasıyla, Şafaktan daha dikkat çekiciydi bana göre, özellikle sonlara doğru, Tuncay'ın geçmişini okudukça, Gece ve Şafak ile olan bağlantısına , özellikle Gecenin, çocukluğunun en önemli isimlerinden biri ile olan ilişkisine tanık oldukça, hikaye farklı bir boyuta taşınıyor..
Tuncay'ı bir yere kadar suçladım, ama öyle bir an geldi ki onun için gerçekten üzüldüm, keşke her şey daha farklı olabilseydi onun için, yalnız bu adama yakıştıramadığım bir şeyde Gece 'ye hitap ederken kullandığı "Sultanım" kelimesi oldu, böyle bir adamın ağzında çok iğreti durdu ve de komik : )
Kitapta olaylar günümüzde geçerken asıl hikayenin başlangıcı 1986 yılına uzanıyor, zaten sürekli o tarihlere dönüyor ve çok özel bir ailenin hayatına dahil oluyoruz, Akar ailesi bu hikayenin temelini oluşturuyor, Reyhan, Ceylan ve Karaca bu ailenin üç kızı, kendi hallerinde, kendi yağlarıyla kavrulan, sevgi dolu bir aile onlar ve onların hayatlarının bir parçası olan insanlar, Mahur ve küçük oğlu Toprak, Marika, Devran ve Demirhanlı Hasan, 1986 yıllarına yapılan geçişleri dikkatle okuduğumuzda ve günümüzde yaşananlar ile arasında oluşan bağlantıyı fark ettikçe hikaye daha bir güzelleşiyor...
Söylediğim gibi, aslında kimse gerçek değil bu hikayede, herkesin bir sırrı, kaybettikleri ve bundan doğan intikam hırsı var : )
Hikaye de bana tuhaf gelen kısım, Gece'nin her olaydan çok basit bir şekilde kurtulması oldu, öyle bir alemin içinde, biraz gerçek üstü bir şansa sahip gibi geldi bana, zira gerçek hayatta Tuncay gibi bir karakterin özel anlarında o kadar töleranslı davranacağını ve bir kadınla güç anlamında başa çıkamayacak bir erkek olacağını hiç sanmıyorum bu kişi Gece gibi biri bile olsa : )
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/10/gece-ile-safak-yorum.html
Fatma Erdek ile melekler zamanı ile tanıştım. Kahramanların duygularını okuyucuya geçirten özel yazarlardan ellerine sağlık... Bu romanda da öyle her kahramanın ailesi ve ruh halini yansıtması nedeniyle mahallemiz de ki birinin hikayesini okuyormuşum gibi sahiplenmeme neden oldu....Konusuna gelince çok iyiydi.Macera , romantizim aksiyon çok ama çok iyi di ellerine sağlık
Son zamanlardaki en favori yazarlarımdan biri olan Fatma Erdek'in okuduğum üçüncü kitabıydı Gece ile Şafak. Bir çok sosyal kitap ve okuma sitelerinde yorumlarında da yazdığı gibi tıpkı Yeşilçam Filmi tadında başlayan konusuyla okuyucuyu daha ilk sayfalarında kendine bağlayan ve kitap ilerledikçe aksiyon, gizem , aşk ve bir bir açığa çıkan gizli kalmış sırları muhteşem kurgu ile anlatan yazarımıza bir kez daha teşekkür etmek isterim. 520 sayfa nasıl bitti anlamıyorsunuz bile okurken, o derece yani ... :) Sevdim ben bu OKUNASI kitabı, sevilecek bir Kalem yazdı ne de olsa :)
Yeşilçam, türk filmi severlerin bayılacağı güzellikte şahane bir kitap. Sıkılmayacak ve elinizden bırakmayacaksınız.
Fatma Erdek ile ikinci kitap ve bayıldım.ilk melekler zamanını okumuştum ve yorum bile yapamadım çünkü sevdim mi sevmedim mi arada kaldım biraz :/ O yüzden biraz önyargılı yaklaştım kitaba .... amaaaa gece ve şafak başka bir olay .başlı başına MÜKEMMEL bir kitap ,kesinlikle bütün arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap OKUYUN!!!
o kadar içine çekiyor ki kitap bitmesin diye okumak istemedim yaa biraz daha keyif almak için en heyecanlı yerinde bırakıp beş-on dakika oyalandım tekrar tekrar okudum satırları.
inşallah diğer kitaplarını da okumak nasip olur ve onları da beğenirim...
https://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/03/gece-ile-safak-fatma-erdek-kitap-yorumu.html
Okuduğum en iyi Fatma Erdek romanı olduğunu söyleyebilirim Gece ile Şafak'ın. Kitaplarında kullandığı dili, olayları anlatış şeklini çok seviyorum kendisinin. Kelimeler böyle nasıl desem, adeta hayat buluyor karakterler ile çok farklı bir şekilde empati kurabiliyorsunuz. Kalemi bile bu sefer ayrı bir şekilde etkiledi beni.
Bu kitapta karakterler iyisi de kötüsü de bir çok acıya sahiplerdi. Hele ki nefret etmek istediğim ama edemediğim, ona çok kızmama rağmen yine de üzüldüğüm Tuncay, gizemli kişiliği ve gözlerinin ardında koca bir sır perdesi taşıyan Şafak, meyhaneden başka her yere ait olması gerekiyor gibi görünen, sesiyle ve güzelliğiyle erkekleri kendine hayran bırakan, herkes gibi büyük bir sırrı içinde barındıran Gece...
Şüphesiz bu kişiler kadar, romanda en acı darbeleri alan Mahnur ve Ceylan ise kalbimi çok burktu okurken. Marika ve Devran'ın yarım kalan hikayesi, Leyla ve Hikmet'in evlat acısı, ah ah ne siz sorun ne ben söyleyeyim taşan buram buram acı duyguları.
Kitapta aşk ve tutku yine yazarın kendine özgü tarzıyla yansıtılmıştı. Dram ise had safhadaydı, karakterler yine gelecekelerini önemli ölçüde şekillendirmiş acı yaşantılara sahiptiler.
Gece muhteşem sesiyle yer altında önemli ölçüde etkisi olan Çakır'ın mekanında şarkı söylemeye başlıyor. Şafak ise oranın müdürü, daha sonra Çakır, Şafak'ı Gece'yi koruması için görevlendiriyor. Tabi ilk görüşte birbirlerinden pek fazla haz etmeseler de bu durum sonradan hızlıca aşılıyor. Birbirlerinin hayatlarında önemli ölçüde yer kaplamaya başlıyorlar. Tabi biz sadece bu olayları değil aynı zamanda geçmişten kesitleri de okuyoruz. Sonradan ise işe, yer altının en önemli ağa babası Demirhanlı Tuncay dahil oluyor.
Karakterlerin geçmişleri ilmek gibi işlenmişti birbirlerine.
Bence kendi kategorisinde çok önemli bir yere sahip Fatma Erdek. Romanlarını okumanızı gerçekten tavsiye ederim. Hem aşk ve dramın iç içe geçmiş halinin en güzel versiyonlarından hem de bu duygulardan çok daha fazlasını kitaplarında barındıran bir yazar.
Aslında uzun süre önce okuduğum ama şimdi yorumlayabildiğim bir kitaptır kendisi. Fatma ablanın okuduğum ilk kitabı olma özelliğini de taşır aynı zamanda. Kitap bittikten sonra uzun süre etkisinde kalmıştım. Öyle bir kitap ki bu kimseden tam olarak nefret edemiyorsunuz. Evet kızıyorsunuz ama içinizde bir yerde ufak da olsa bir anlayış oluyor. Tabi hak eden hak ettiğini alıyor.
Tekrar tekrar okuyabileceğim şimdilik iki kere okumuş olduğum ama yine olsa yine okurum diyebileceğim bir kitap. O kadar sevdim ki herkes okusun istiyorum sırf bu yüzden bitirir bitirmez anneme okuttum. Ee evde kitap hakkında sohbet edecek birinin olması lazım.
523 sayfa
Nisan2015 tarihinde, Ephesus Yayınları tarafından yayınlandı