KAHRAMANLAR DA KAYBEDEBİLİR. AMA ASLA PES ETMEZLER. ONLARI KAHRAMAN YAPAN DA BUDUR.
Cassandra Clare'in uluslararası çoksatar "Ölümcül Oyuncaklar" evreninde geçen yeni serisi...
Karanlık Sanatlar'da Los Angeles Gölge Avcıları başrolde!
Geceyarısı Leydisi bir Gölge Avcıları romanı.
Felaketlerin Gölge Avcıları'nı yok olmanın eşiğine getirmesinin üzerinden beş yıl geçti.
Emma Carstrairs artık ailesinin yasını tutan bir çocuk değil, onları öldürenleri bulmaya ve intikam almaya kararlı genç bir kadın.
Parabatai'si Julian Blackthorn'la el ele veren Emma, tüm Los Angeles'ı saran şeytani bir planı araştırırken aklına ve kalbine güvenmesi gerektiğini öğrenecek.
Tabii kalbi onu tekinsiz yollara doğru sürüklemedikçe...
Julian'ın beş yıl önce peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ın, Gölge Avcıları'nın yardımına ihtiyaç duyan periler tarafından geri getirilmesi işleri iyice karıştıracak.
Ama peri diyarında zaman öyle farklı işliyor ki, Mark, ailesini tanımakta zorlanacak.
Acaba periler, Mark'ı gerçekten ailesine bırakacak mı?
Bol ışıltı, şatafat ve meşhur Gölge Avcıları'yla, Geceyarısı Leydisi, Cassandra Clare'in "Karanlık Sanatlar" serisine sarsıcı bir giriş.
SEVGİDEN DAHA BÜYÜK BİR YASA YOKTUR!
KAHRAMANLAR DA KAYBEDEBİLİR. AMA ASLA PES ETMEZLER. ONLARI KAHRAMAN YAPAN DA BUDUR.
Cassandra Clare'in uluslararası çoksatar "Ölümcül Oyuncaklar" evreninde geçen yeni serisi...
Karanlık Sanatlar'da Los Angeles Gölge Avcıları başrolde!
Geceyarısı Leydisi bir Gölge Avcıları romanı.
Felaketlerin Gölge Avcıları'nı yok olmanın eşiğine getirmesinin üzerinden beş yıl geçti.
Emma Carstrairs artık ailesinin yasını tutan bir çocuk değil, onları öldürenleri bulmaya ve intikam almaya kararlı genç bir kadın.
Parabatai'si Julian Blackthorn'la el ele veren Emma, tüm Los Angeles'ı saran şeytani bir planı araştırırken aklına ve kalbine güvenmesi gerektiğini öğrenecek.
Tabii kalbi onu tekinsiz yollara doğru sürüklemedikçe...
Julian'ın beş yıl önce peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ın, Gölge Avcıları'nın yardımına ihtiyaç duyan periler tarafından geri getirilmesi işleri iyice karıştıracak.
Ama peri diyarında zaman öyle farklı işliyor ki, Mark, ailesini tanımakta zorlanacak.
Acaba periler, Mark'ı gerçekten ailesine bırakacak mı?
Bol ışıltı, şatafat ve meşhur Gölge Avcıları'yla, Geceyarısı Leydisi, Cassandra Clare'in "Karanlık Sanatlar" serisine sarsıcı bir giriş.
SEVGİDEN DAHA BÜYÜK BİR YASA YOKTUR!
Kitaba başlarken belirli bir beklentimin olmamasıyla birlikte tam olarak ne hissetmem gerektiğinden de emin değildim. Durum böyle olsa bile bir Clare kitabı olarak sevginin en güzel cümlelerle aktarılacağını biliyordum. Ki beni mahcup etmedi, öyleydi de...
Parabatai olan kişiler birbirlerini eros manasıyla sevemez. Sed lex, dura lex. Yasa katıdır ama yasadır. İyi ama neden bu yasaktır? İşte bu soru var ya bu soru... yıllardır beynimi kemirip duruyordu benim! TDA serisi çıkmadan önce bile merak ediyordum ve tam da bu yüzden birçok tahmini cevaplarda bulunmuştum kendime :/ o kadar çok yaklaşmışım ki... hatta tek bir eksik dışında çözmüşüm bile... Tabiî durum böyle olunca, "Eee bıraksaydın da ben yazsaydım kitabı Clare" dedim kendi kendime ^^ Cevaplar konusunda beni tatmin edemedi... olayın nasıl gelişeceğine dair bir taslak bile çıkarmış olabilirim kafamda T-T İkinci kitabı o yüzden çok fazla merak etmiyorum hatta ve hatta korkuyorum... kalbimi kıracağını bildiğim için... yine de görmek istiyorum çünkü Blackthorn ailesi öyle güzel ki <3 Hepsine ayrı ayrı değinmek istiyorum... Özellikle Julian... sevgili Jules... senin hakkında öyle çok şey söylenecek şey var ki... kitap boyunca aklımı başımdan aldın
"Birine aşık olduğunda o kişi senin bir parçan hâline gelir. Yaptığın her şeyde o vardır. İçine çektiğin havada, içtiğin suda, damarlarında akan kandadır. Dokunuşu teninde kalır, sesi kulaklarında, düşünceleri zihninde. Rüyalarını bilirsin çünkü kâbusları yüreğini paralar ve güzel rüyaları senin de rüyalarındır. Ve mükemmel olduklarını düşünmezsin, kusurlarını, karanlık sırlarını bilirsin ve bunlar seni korkutup kaçırmaz. Aksine, öyle oldukları için onları daha çok seversin, çünkü mükemmeli istemezsin. Onu istersin. İstediğin..."
Derken sustu, sakin herkesin ona baktığını fak etmişti.
"Neyi istersin?" dedi Dru, gözlerini kocaman açmış.
"Hiç," dedi Julian. "Konuşuyorum işte."
"Bazen," diye düşündü Emma, "Ben bir uçurtmaymışım da Julian beni uçuruyormuş gibi geliyor."
Ayakları yerden kesiliyordu da Julian onu toprağa bağlı tutuyordu sanki. O olmadan Emma bulutların arasında kaybolurdu.
Ciltli, 825 sayfa
8Mart2016 tarihinde, Artemis tarafından yayınlandı