Geldim Gördüm Geçtim Gittim

Sabah denize gideceğiz, her günkü gibi. Öğleden sonra İstanbula ineceğiz. O günlerde İstanbula inilirdi. Bugün de iniliyor sanıyorum. Başka yerlere inilmez. Adalara inilmez; Kanlıcaya inilmez; Tarabyaya inilmez. İstanbula inilir. Merdivenden aşağı değil; yokuştan aşağı da değil. Vapura binip inilir İstanbula . Biz de o gün vapura binip İstanbula ineceğiz gene.Önce deniz. Sandaldayız. Moda koyunun ortasında. Denize girmişiz,çıkmışız, gene girmişiz. Vapura binip İstanbula inmenin sırası gelmiş gibi. Derken Fenerbahçenin oralarından yandan çarklı görünür. Haydi! Asılırız küreklere. Çıkarız kıyıya. Yandan çarklı Kalamışa yanaşmak üzeredir. Oradan Moda iskelesine gelecek. Yetişmeliyiz. Koşarız evlerimize. Deniz kılığından İstanbula inme kılığına gireriz çabucak. Fırlarız evlerimizden. İskeleye inen yokuşun başındayız. Vapur Moda iskelesine yanaşmış bile. Kalkıp gidecek neredeyse. Haykırırız iskele memuru Kenan Beye: Geliyoruz, geliyoruz. Tut vapuru. Kenan Bey tutar vapuru biz koşup yetişene değin. Soluk soluğa atarız kendimizi vapura. Modada iskele hep oradaysa da İstanbula inmeye vapur yok artık. Çarkı yandan olmayan bile. Denize girmeye gelince, o eylemi göze alan kahramanlara pek seyrek rastlanıyor.Sonraları araba vapuruyla inerdik İstanbula, Erdemin otomobiliyle. Erdemden başka otomobilli yoktu bildiğim. İlk otomobili bir Citroendi. Erdemin Citroenli yıllarında Ankaradaydım. Yazları gelirdim Modaya. O sıralarda Erdem Soconyde çalışırdı. Citroenine binip araba vapuruyla mı giderdi işine? Öyle de olsa, sabah sabah onunla birlikte İstanbula inmeyi göze alamadığım için araba vapuru yıllarına daha sonra vardım. Bir kez Citroenle Şileye gitmiştik. Dönüşte Citroen bozuldu. Kaldık yollarda gece karanlığında. Yoldan geçen otomobillerden birini çevirdim; beni Üsküdara bıraktılar. Oradan Modaya, Erdemin evine gittim; otomobilin yolda bozulduğunu Ferruha bildirmek için, merak etmesin diye. Ferruh, Erdem in annesi. Aile üyelerinden küçük adlarıyla söz etmeye alıştırmıştı bizi Erdem. Benim annem Sabiha, üvey babam Kâmil,Güngör ün annesi İnayet...Ankarayı bırakıp Modaya, Erdemin evine yerleştiğimde Citroenin yerini Consul almıştı. Hemen her gün öğleden sonra Consul ile araba vapuruna binip istanbula inerdik. Soconyden ayrılmıştı Erdem. Bir mimarlık bürosu kurmuştu, adı Mida. Oraya giderdi. Erdemin evi gibi Mida da bir arkadaş, tanıdık, eş dost toplantısı yerine dönüşmüştü. Consul gidip Volvo geldiğinde Erdem Paristeydi. Parise yolumuz düştüğünde bizi Volvosuyla oraya buraya götürürdü. Ora bura dediğim Parisin içinde dolaşmak, ya da gecenin geç saatlerinde yemek yiyecek yerler aramak. Bir kez Paris dışına çıkalım dedik. Nereye? Versaillesa. Ara ara yok Versailles. O kez de Paris dışının orasında burasında dolaşıp döndük geri.

Sabah denize gideceğiz, her günkü gibi. Öğleden sonra İstanbula ineceğiz. O günlerde İstanbula inilirdi. Bugün de iniliyor sanıyorum. Başka yerlere inilmez. Adalara inilmez; Kanlıcaya inilmez; Tarabyaya inilmez. İstanbula inilir. Merdivenden aşağı değil; yokuştan aşağı da değil. Vapura binip inilir İstanbula . Biz de o gün vapura binip İstanbula ineceğiz gene.Önce deniz. Sandaldayız. Moda koyunun ortasında. Denize girmişiz,çıkmışız, gene girmişiz. Vapura binip İstanbula inmenin sırası gelmiş gibi. Derken Fenerbahçenin oralarından yandan çarklı görünür. Haydi! Asılırız küreklere. Çıkarız kıyıya. Yandan çarklı Kalamışa yanaşmak üzeredir. Oradan Moda iskelesine gelecek. Yetişmeliyiz. Koşarız evlerimize. Deniz kılığından İstanbula inme kılığına gireriz çabucak. Fırlarız evlerimizden. İskeleye inen yokuşun başındayız. Vapur Moda iskelesine yanaşmış bile. Kalkıp gidecek neredeyse. Haykırırız iskele memuru Kenan Beye: Geliyoruz, geliyoruz. Tut vapuru. Kenan Bey tutar vapuru biz koşup yetişene değin. Soluk soluğa atarız kendimizi vapura. Modada iskele hep oradaysa da İstanbula inmeye vapur yok artık. Çarkı yandan olmayan bile. Denize girmeye gelince, o eylemi göze alan kahramanlara pek seyrek rastlanıyor.Sonraları araba vapuruyla inerdik İstanbula, Erdemin otomobiliyle. Erdemden başka otomobilli yoktu bildiğim. İlk otomobili bir Citroendi. Erdemin Citroenli yıllarında Ankaradaydım. Yazları gelirdim Modaya. O sıralarda Erdem Soconyde çalışırdı. Citroenine binip araba vapuruyla mı gide... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9758434276

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

OnurTrap
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski