Bir endüstriyel toplum, diye öne sürüyor Ivan Illıich, bazı cins farkı gözetmeyen varsayımlar dayatmaksızın var olamaz. Bu varsayımlar, her iki cinsin aynı işe uygun olduğu, aynı gerçekliği algıladığı ve bazı önemsiz, yüzeysel farklılıklara karşın, aynı gereksinimleri olduğu yönündedir.Böyle bir toplumda kadınlar ve erkekler, kıt mallar (eşya, hizmetler, para, boş zaman, saygınlık, vs.) için yarışır bir halde karşımıza çıkarlar ve adalet istemi bir Eşitlik istemidir.Genderde, Ivan Illich, kadın ve erkeğin bu görünümünün tarihsel kaynaklarını araştırıyor. Endüstriyel çağdan önce kadın ve erkek, tüm dünyada çok fazla farklılaştırılmış yada Genderli bir yaşam sürerlerdi. Farklı işleri ve araçları, farklı konuşma ve jest biçimleri, farklı zaman ve uzay algılayışları vardı. Bu farklılıkların doğası, Vernacular konuşmanın belirli bir yöreye özgü olması gibi, bir bölgeden diğerine değişirdi. Fakat kadın ve erkek arasındaki ilişki, her yerde, rekabetten daha çok, bütünleyici, kavranması güç ve asimetrikti (gizemli ve Belirlenmiş bir yaşam biçimi). Illich bu kitapta, bu en cesur ve tartışmalı çalışmasında, Genderin karmaşık anlamının nasıl kaybolduğunun izini sürer; nitekim bugün erkeği dişiden ayıran farklılıklar temel biyolojik farklılıklardan çok fazla değildir.O, bu kaybolmanın modem dünyanın temelini oluşturduğunu öne sürer. Geçmişten bu kopuş, başkaları tarafından kapitalist üretim biçimine geçiş olarak tanımlanmıştır.Ben, Gender kalkanından cinsiyet rejimine geçiş olarak tanımlıyorum.
Bir endüstriyel toplum, diye öne sürüyor Ivan Illıich, bazı cins farkı gözetmeyen varsayımlar dayatmaksızın var olamaz. Bu varsayımlar, her iki cinsin aynı işe uygun olduğu, aynı gerçekliği algıladığı ve bazı önemsiz, yüzeysel farklılıklara karşın, aynı gereksinimleri olduğu yönündedir.Böyle bir toplumda kadınlar ve erkekler, kıt mallar (eşya, hizmetler, para, boş zaman, saygınlık, vs.) için yarışır bir halde karşımıza çıkarlar ve adalet istemi bir Eşitlik istemidir.Genderde, Ivan Illich, kadın ve erkeğin bu görünümünün tarihsel kaynaklarını araştırıyor. Endüstriyel çağdan önce kadın ve erkek, tüm dünyada çok fazla farklılaştırılmış yada Genderli bir yaşam sürerlerdi. Farklı işleri ve araçları, farklı konuşma ve jest biçimleri, farklı zaman ve uzay algılayışları vardı. Bu farklılıkların doğası, Vernacular konuşmanın belirli bir yöreye özgü olması gibi, bir bölgeden diğerine değişirdi. Fakat kadın ve erkek arasındaki ilişki, her yerde, rekabetten daha çok, bütünleyici, kavranması güç ve asimetrikti (gizemli ve Belirlenmiş bir yaşam biçimi). Illich bu kitapta, bu en cesur ve tartışmalı çalışmasında, Genderin karmaşık anlamının nasıl kaybolduğunun izini sürer; nitekim bugün erkeği dişiden ayıran farklılıklar temel biyolojik farklılıklardan çok fazla değildir.O, bu kaybolmanın modem dünyanın temelini oluşturduğunu öne sürer. Geçmişten bu kopuş, başkaları tarafından kapitalist üretim biçimine geçiş olarak tanımlanmıştır.Ben, Gender kalkanından cinsiyet rejimine geçiş olarak tanıml... tümünü göster