Kış bitmiş, bahar gelmiş, karlar çoktan erimiş, sular çoğalmış. Mayıs ayının sonlarındaymışız. Uzaktan, kıvrım kıvrım parlak bir kemer gibi gözüken, yakınlaştıkça çağıltısı insanın içini hoplatan bir derenin kenarına varmışız. Kilimlerimizi yıkayacakmışız. Gökyüzü masmavi, kuşların cıvıltısı derenin sesine karışıyor, toprak ılık, mis kokuyor. Kilimlerimizin üstünde geyik resimleri var, çiçekler, yuvarlaklar, çizgiler, çaprazlar var.Geyikler, Annem ve Almanya ile edebiyat dünyamızdan büyük ses getirmişti Nursel Duruel. Geleneksel öykücülüğümüzden güç almış, ama ona yeni bir biçim, kendine özgü yepyeni bir dil anlayışı getirmişti. Bugüne kadar hakkında pek çok yazı yazılan Geyikler, Annem ve Almanya, kültürümüzün özgün motiflerini kullanarak içsel yaşantılarla gündelik hayat arasında, yaşa-dığımız coğrafyanın en uzak geçmişiyle bugünü arasında salınan öykülerden oluşuyor. Gerçekliğini, canlılığını yitirmeden.
Kış bitmiş, bahar gelmiş, karlar çoktan erimiş, sular çoğalmış. Mayıs ayının sonlarındaymışız. Uzaktan, kıvrım kıvrım parlak bir kemer gibi gözüken, yakınlaştıkça çağıltısı insanın içini hoplatan bir derenin kenarına varmışız. Kilimlerimizi yıkayacakmışız. Gökyüzü masmavi, kuşların cıvıltısı derenin sesine karışıyor, toprak ılık, mis kokuyor. Kilimlerimizin üstünde geyik resimleri var, çiçekler, yuvarlaklar, çizgiler, çaprazlar var.Geyikler, Annem ve Almanya ile edebiyat dünyamızdan büyük ses getirmişti Nursel Duruel. Geleneksel öykücülüğümüzden güç almış, ama ona yeni bir biçim, kendine özgü yepyeni bir dil anlayışı getirmişti. Bugüne kadar hakkında pek çok yazı yazılan Geyikler, Annem ve Almanya, kültürümüzün özgün motiflerini kullanarak içsel yaşantılarla gündelik hayat arasında, yaşa-dığımız coğrafyanın en uzak geçmişiyle bugünü arasında salınan öykülerden oluşuyor. Gerçekliğini, canlılığını yitirmeden.
Sekiz hikayelik, sakin, bol betimlemeli, insana dokunan, güzel bir öykü kitabı. Bir çırpıda okunacak bir kitap. Tavsiye ederim.