Elbette salt duyular ve duyulara balı anlağın açıkladıklarını bilim sayanlar için gizli bilim, bilim değildir. Gelgelelim, böyle birisi, kendi kendini de anlamak istiyorsa, gizli bilimi haklı gerekçelerle değil, salt kişisel duygularından kaynaklanan bir önyargı ile yadsıdığını görebilmelidir. Bunun için bilimin nasıl oluştuğu ve insan yaşamındaki anlamı üstüne düşünmek de yeterlidir. Bilimin oluşması, doğası gereği, ele aldığı nesnelerde değil, insan ruhunun bilimsel arayışıyla geliştirdiği çalışma biçiminde görülür. Göz önünde bulundurulması gereken, ruhun bilimsel çalışma sırasındaki etkinliğidir. Bilimsel çalışmayı salt duyularla algılanan şeylerde görme alışkanlığı, bilimin duyusal nesnelerden kaynaklandığı izlenimini verebilir. Böylece insanın araştırma gücüyle duyusal görüngülere yönelmiş olduğu gözden kaçırılır. Ama bu tür iç kısıtlamalar aşılarak, bilimsel çalışmanın uygulandığı özel alanlar değil, doğası göz önüne alınabilir. Duyuüstü dünya ile ilgili bilgilerin bilimsel olduğu gerekçesi de bundan kaynaklanır. (Rudolf Steiner)
Elbette salt duyular ve duyulara balı anlağın açıkladıklarını bilim sayanlar için gizli bilim, bilim değildir. Gelgelelim, böyle birisi, kendi kendini de anlamak istiyorsa, gizli bilimi haklı gerekçelerle değil, salt kişisel duygularından kaynaklanan bir önyargı ile yadsıdığını görebilmelidir. Bunun için bilimin nasıl oluştuğu ve insan yaşamındaki anlamı üstüne düşünmek de yeterlidir. Bilimin oluşması, doğası gereği, ele aldığı nesnelerde değil, insan ruhunun bilimsel arayışıyla geliştirdiği çalışma biçiminde görülür. Göz önünde bulundurulması gereken, ruhun bilimsel çalışma sırasındaki etkinliğidir. Bilimsel çalışmayı salt duyularla algılanan şeylerde görme alışkanlığı, bilimin duyusal nesnelerden kaynaklandığı izlenimini verebilir. Böylece insanın araştırma gücüyle duyusal görüngülere yönelmiş olduğu gözden kaçırılır. Ama bu tür iç kısıtlamalar aşılarak, bilimsel çalışmanın uygulandığı özel alanlar değil, doğası göz önüne alınabilir. Duyuüstü dünya ile ilgili bilgilerin bilimsel olduğu gerekçesi de bundan kaynaklanır. (Rudolf Steiner)
Steiner 20. yüzyılın baslarına kadar, sahip olduğu tinsel yetenekleri seferber ederek tinsel bilgilerini insanlığa nasıl aktarabileceğini bulmaya çalıştı. Bunun sonucunda, insanlık tarihi boyunca bilinmesi ve aktarılması hep çok güç olan gizemleri bilimsel bir dille anlatma yöntemini geliştirmeyi basardı. Bilimsel bir öğretme yöntemi ve objektif bir biçimde sunulan bu tinsel bilgileri artık her insan sıradan akil ve mantığı ile anlayabilecekti.
Karton Cilt, 288 sayfa
2003 tarihinde, OMEGA YAYINLARI tarafından yayınlandı