Rene Giraudun dil bilgini ve Türkolog olması, en az 8-9 lisanı bilimsel tahliller yapacak düzey de bilmesi, başta Orhun-Abidelerisin okunmasında ve özelikle .bazı kelimelerin gerçek anlamının açıklanmasında eşsiz imkânlar sağlamıştır. Abidelerin çözümünü gerçekleştiren V.Thomsene, belki de Orta Asya Türkçesini ayrıntılı bir şekilde bilmediği ve evvelce bu konuda bilimsel çalışmalar yapmadığı için, kelimelerin anlamı konusunda yaptık İtirazlar, Barthold, Radlûff gibi zamanın bu konularda en büyük otoriteleri için cesur ve hakti şekilde ileri sürdüğü tenkitler, kendisinin, söylenen ve yazılanların dışında, bilimsel incelemelerle farklı ve orijinal çözümler bulduğunu göstermektedir.Kitapta gördüğümüz farklı bir tutum da şudur; Yazar, yukarıda bahsedilen, zamanın ünlü tarihçilerinin ¥e arkeologlarının görüşlerine itiraz ederken, her defasında ve çoğunlukla, Abidelerde hangi satırlarda veya diğer belgelerde hangi sayfalarda olduklarını belirtip, Orta Asya Türkçesi veya bugün konuştuğumuz Türkçe ile, yapılan yanlışları açıklamıştır. Bu anlatılana defalarca rastlanmaktadır. Örneğin Orta Asya Türklerinin ölülerini gömmeyip, yaktıklarını iddia eden bilim adamlarına karşı Orhun Abidelerinde kefen İle ilgili kısmı etraflıca yazıp, ilgililerin bu kelimeyi yanış yorumladıklarını belirtmekle yetinmiştir.
Rene Giraudun dil bilgini ve Türkolog olması, en az 8-9 lisanı bilimsel tahliller yapacak düzey de bilmesi, başta Orhun-Abidelerisin okunmasında ve özelikle .bazı kelimelerin gerçek anlamının açıklanmasında eşsiz imkânlar sağlamıştır. Abidelerin çözümünü gerçekleştiren V.Thomsene, belki de Orta Asya Türkçesini ayrıntılı bir şekilde bilmediği ve evvelce bu konuda bilimsel çalışmalar yapmadığı için, kelimelerin anlamı konusunda yaptık İtirazlar, Barthold, Radlûff gibi zamanın bu konularda en büyük otoriteleri için cesur ve hakti şekilde ileri sürdüğü tenkitler, kendisinin, söylenen ve yazılanların dışında, bilimsel incelemelerle farklı ve orijinal çözümler bulduğunu göstermektedir.Kitapta gördüğümüz farklı bir tutum da şudur; Yazar, yukarıda bahsedilen, zamanın ünlü tarihçilerinin ¥e arkeologlarının görüşlerine itiraz ederken, her defasında ve çoğunlukla, Abidelerde hangi satırlarda veya diğer belgelerde hangi sayfalarda olduklarını belirtip, Orta Asya Türkçesi veya bugün konuştuğumuz Türkçe ile, yapılan yanlışları açıklamıştır. Bu anlatılana defalarca rastlanmaktadır. Örneğin Orta Asya Türklerinin ölülerini gömmeyip, yaktıklarını iddia eden bilim adamlarına karşı Orhun Abidelerinde kefen İle ilgili kısmı etraflıca yazıp, ilgililerin bu kelimeyi yanış yorumladıklarını belirtmekle yetinmiştir.