Her şehirde bir rüya yakalamanın peşine düşen öyküler bunlar. Göründüğü gibi değil şehirler bu öykülerde. Hepsinin içinde başka bir masal var. Kuşatılmışlığın çaresizliğini hissettiriyorlar bazen. Bazen de bir çift göz oluyorlar yaşamın ardından yaşama bakan. Eski gücünü yitirenlere bir övgü düzüyorlar sonra. Çocukluktan dem vuruyorlar, tüm masumiyeti ve cesaretiyle. Gizemli masallar anlatıyor her biri. Sekiz öykü sekizinde de ölüm ile yaşam, gerçek ile hayal kovalamaca oynuyor sanki.Yücel Balku, genç yaşta yitirdiğimiz bir yazar. Goncanın Üçüncü Günü de onun ikinci öykü kitabı. Balkunun doğanın kurallarının hüküm sürdüğü, derin bir kültür birikiminin öne çıktığı öykülerinde yarattığı dünya, okuyucuya hepsi birbirinden farklı sekiz değişik yolculuk vaat ediyor. Goncanın Üçüncü Günü hak ettiği yere ulaşamadan aramızdan ayrılan bir yazarın anısını barındırıyor. Yepyeni öyküler içeriyor ama geçmişten gelen bir ses taşıyor. Ve ne yazık ki edebiyatımızın önemli bir kaybını haber veriyor.
Her şehirde bir rüya yakalamanın peşine düşen öyküler bunlar. Göründüğü gibi değil şehirler bu öykülerde. Hepsinin içinde başka bir masal var. Kuşatılmışlığın çaresizliğini hissettiriyorlar bazen. Bazen de bir çift göz oluyorlar yaşamın ardından yaşama bakan. Eski gücünü yitirenlere bir övgü düzüyorlar sonra. Çocukluktan dem vuruyorlar, tüm masumiyeti ve cesaretiyle. Gizemli masallar anlatıyor her biri. Sekiz öykü sekizinde de ölüm ile yaşam, gerçek ile hayal kovalamaca oynuyor sanki.Yücel Balku, genç yaşta yitirdiğimiz bir yazar. Goncanın Üçüncü Günü de onun ikinci öykü kitabı. Balkunun doğanın kurallarının hüküm sürdüğü, derin bir kültür birikiminin öne çıktığı öykülerinde yarattığı dünya, okuyucuya hepsi birbirinden farklı sekiz değişik yolculuk vaat ediyor. Goncanın Üçüncü Günü hak ettiği yere ulaşamadan aramızdan ayrılan bir yazarın anısını barındırıyor. Yepyeni öyküler içeriyor ama geçmişten gelen bir ses taşıyor. Ve ne yazık ki edebiyatımızın önemli bir kaybını haber veriyor.