Hadice Turhan Sultan yaşamı boyunca Osmanlı sarayının siyasal ve kültürel pek çok gündemini biçimlendirdi; saltanatın iktidar ve serveti ile geleneksel ayrıcalıklarının çoğunun sahibi oldu. Bu ayrıcalıkların biri de Osmanlının hem başkentinde, hem de vilayetlerinde büyük ölçekli mimarlık çalışmalarının himayesiydi. Turhan Sultan otuz yaşını biraz geçtiğinde mimarlığın etkin bir hamisi olmuştu. 1658de Çanakkale Boğazının Ege girişinde iki büyük kalenin yapımını başlattı. 1661de İstanbulun Haliçteki hareketli limanının merkezinde yer alan Eminönü semtinde camiyle birlikte sıbyan mektebi, türbe, hünkâr kasrı ve çarşısı da bulunan Yeni Cami Külliyesinin yapımına girişti. Daha ileri yaşlarında Trakyadaki, Balkanlardaki ve Giritteki Osmanlı topraklarında çeşitli vakıf binaları yaptırdı; ayrıca Mekkeye giden Hac yolu üzerinde imaretlere kaynak sağladı. Turhan Sultanın valide sultan olarak edindiği siyasal otoriteyi meşrulaştırmasını sağlayan ve onu erken modern dönem Osmanlı tarihinde belirgin bir güç haline getiren de işte mimarlığı böyle iddialı biçimde himaye etmesiydi. İslam imparatorluklarında kadınların, kamusal alana fiziksel erişimlerini kısıtlayan ve kendilerini göstermelerini yasaklayan kültürel uygulamalar nedeniyle güçsüz oldukları yönündeki yaygın düşünceye karşın son zamanlardaki araştırmalar İslam saraylarına mensup birçok kadının kendilerini temsil edecek ve halk arasında görünürlüklerini sağlayacak oldukça iddialı imar projelerine giriştiğini ve törenselliğe özel ilgi gösterdiklerini ortaya koymuştur. Osmanlı İmparatorluğunda Kadın Baniler; Hadice Turhan Sultanda yanıtı aranan temel bir soru, mimarlığın Osmanlı saray kadınlarınca kendilerini temsil ve ifade etmekte nasıl kullanıldığıdır. Lucienne Thys-Şenocak Koç Üniversitesi öğretim üyesidir ve başlıca ilgi alanları Osmanlı mimarlık ve kent tarihi, sözel tarih, kültür tarihi ve cinsiyet çalışmalarıdır.
Hadice Turhan Sultan yaşamı boyunca Osmanlı sarayının siyasal ve kültürel pek çok gündemini biçimlendirdi; saltanatın iktidar ve serveti ile geleneksel ayrıcalıklarının çoğunun sahibi oldu. Bu ayrıcalıkların biri de Osmanlının hem başkentinde, hem de vilayetlerinde büyük ölçekli mimarlık çalışmalarının himayesiydi. Turhan Sultan otuz yaşını biraz geçtiğinde mimarlığın etkin bir hamisi olmuştu. 1658de Çanakkale Boğazının Ege girişinde iki büyük kalenin yapımını başlattı. 1661de İstanbulun Haliçteki hareketli limanının merkezinde yer alan Eminönü semtinde camiyle birlikte sıbyan mektebi, türbe, hünkâr kasrı ve çarşısı da bulunan Yeni Cami Külliyesinin yapımına girişti. Daha ileri yaşlarında Trakyadaki, Balkanlardaki ve Giritteki Osmanlı topraklarında çeşitli vakıf binaları yaptırdı; ayrıca Mekkeye giden Hac yolu üzerinde imaretlere kaynak sağladı. Turhan Sultanın valide sultan olarak edindiği siyasal otoriteyi meşrulaştırmasını sağlayan ve onu erken modern dönem Osmanlı tarihinde belirgin bir güç haline getiren de işte mimarlığı böyle iddialı biçimde himaye etmesiydi. İslam imparatorluklarında kadınların, kamusal alana fiziksel erişimlerini kısıtlayan ve kendilerini göstermelerini yasaklayan kültürel uygulamalar nedeniyle güçsüz oldukları yönündeki yaygın düşünceye karşın son zamanlardaki araştırmalar İslam saraylarına mensup birçok kadının kendilerini temsil edecek ve halk arasında görünürlüklerini sağlayacak oldukça iddialı imar projelerine giriştiğini ve törenselliğe özel il... tümünü göster
375 sayfa