Hakikat Şaraptadır

In Vino Veritas'ta, olayları bize aktaran William Afham'dır. Afham, Kierkegaard'ın diğer metinlerinde rastladığımız aşina takma adlara karşılık ilk defa bu metinde tanıştığımız bir karakterdir. Kendisi bir davet düzenler, davette sınırsız şarap olacağını ve davetlilerden her birinin ancak şarap etkisini o kişide gösterdikten sonra, başka bir deyişle normalde kişinin söylemeyeceği şeyleri söyler duruma gelmesinden sonra konuşmaya başlayacağını bize söyler. Bu bağlamda konuşmalar olacaktır, sohbetler değil. Tartışmanın konusu Eros'tur ve konuşmalar erotik aşk üzerine dönecektir.

In Vino Veritas'ta, olayları bize aktaran William Afham'dır. Afham, Kierkegaard'ın diğer metinlerinde rastladığımız aşina takma adlara karşılık ilk defa bu metinde tanıştığımız bir karakterdir. Kendisi bir davet düzenler, davette sınırsız şarap olacağını ve davetlilerden her birinin ancak şarap etkisini o kişide gösterdikten sonra, başka bir deyişle normalde kişinin söylemeyeceği şeyleri söyler duruma gelmesinden sonra konuşmaya başlayacağını bize söyler. Bu bağlamda konuşmalar olacaktır, sohbetler değil. Tartışmanın konusu Eros'tur ve konuşmalar erotik aşk üzerine dönecektir.


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Kitaptan;

"Yunanlılar bize başlangıçta tek bir cinsiyet olduğunu söylemişlerdir; o da erkektir. Erkek yücelik bahşedilendir, tanrılara şeref sunandır, o kadar yücelik bahşedilmiştir ki, zaman zaman kendi şiirsel yaratımında bütün gücünü tüketen şairlere olan şey tanrılara da olmuştur: Erkekleri kıskanır olmuşlardır. Hatta, daha da kötüsü, ondan, erkekten korkmuşlardır, kendi hakimiyetlerine boyun eğmeyeceğinden korkmuşlardır; sebepsiz yere erkeğin cennetin temellerini sarsacağından korkmuşlardır. Öyle ki kontrol edemeyeceklerini düşündükleri dinamik bir kuvveti icat etmişlerdi. Bunlar tanrılar konseyinin kuruntu ve endişeleriydi.

Erkeği yaratırken oldukça savurgan davranmışlardı ama şimdi her şeyi riske etmek durumundaydılar; bu meşru müdafaaydı, çünkü herşey tehlikedeydi- tanrılar böyle düşünmüştü. Erkek, tıpkı bir şairin düşüncesini geri çektiği gibi geri çekilemezdi. Güçle bir şey zorlanamazdı, çünkü bu durumda tanrıların kendisi onu zorlamış olacaktı, ancak bu tam da tanrıların yapmaktan umut kestikleri şeydi. Esir alınmalı ve kendisinden daha zayıf ama daha daha sağlam bir güç tarafından zararsız hale getirilmeliydi - erkeğin hakkından gelecek kadar sağlam bir güç. Ne mükemmel bir güç olsa gerekti bu! Ama zorunluluk tanrılara bile yaratıcılıkta kendilerini aşmayı öğretir. Aradılar, düşünüp taşındılar ve buldular. Bu güç kadındı, yaratım harikası, tanrıların gözünde bile erkekten daha muhteşem bir yaratık, öyle bir keşif ki tanrıların kendisi bile bütün saflıklarıyla kendilerini kutlamadan edemediler. Kadının şerefine daha fazla ne söylenebilir ki, tanrıların bile yapmayı becereceklerini düşünmedikleri şeyi kadın yapabilirdi..."

""Harika doğa , eğer sana hayran olmasaydım, bir kadın bana doğaya nasıl hayran olunacağını öğretirdi, çünkü kadın yaşamın Venerebilesidir (yüce bir şeydir). Onu harikulade yarattın, ama bundan bile daha harikulade olan, hiçbir kadını başka bir kadına benzer yaratmamandır. Erkekte temel olan, temeldir ve bu yüzden de her zaman aynıdır; kadında tesadüfi olan temeldir ve böylece de tüketilemez bir farklılık söz konusudur."


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, Birinci Basım, 104 sayfa
2015 tarihinde, Pinhan Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9786055302559
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Ayda V. Gani
1 kişi

Okumak İsteyenler

xtina boncukprenses
2 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski