1898de Sultan Abdülhamit bir memurunu Kübaya gönderdi. Görevin amacı, Kübanın İspanyaya karşı verdiği mücadelenin, o günlerde karmaşa halindeki bir başka ada olan Giritteki mücadeleyle benzerliklerini saptamaktı. Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbuldan Havanaya uzanan bu yolculuğunda Yaver Ahmet Paşa, hem birbirinden çok uzaktaki iki farklı ülkeyi izliyor, hem de aşkın ve inancın dünyanın bütün coğrafyalarında nasıl aynı şekilde yaşandığına tanıklık ediyor. Havanada Türk Tutkusu, 1898, tarihin tozlu sayfaları arasında kalmış önemli ve ilginç bir olayın konu alındığı, su gibi akan bir roman... Küba ile Girit mi? Karayiplerde yer alan bu uzak adadaki durumla, hemen yanı başımızda, Giritte yaşanan Yunan isyanının ne ilgisi olabilir ki? Sultan II. Abdülhamit, 1897 sonbaharının bu serin gecesinde, birinin beklenmedik şekilde ifade ettiği, batıl inançlarının etkisiyle aklına takılan bu karşılaştırmayı düşünmüş ve gece boyunca gözüne uyku girmemişti...
1898de Sultan Abdülhamit bir memurunu Kübaya gönderdi. Görevin amacı, Kübanın İspanyaya karşı verdiği mücadelenin, o günlerde karmaşa halindeki bir başka ada olan Giritteki mücadeleyle benzerliklerini saptamaktı. Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbuldan Havanaya uzanan bu yolculuğunda Yaver Ahmet Paşa, hem birbirinden çok uzaktaki iki farklı ülkeyi izliyor, hem de aşkın ve inancın dünyanın bütün coğrafyalarında nasıl aynı şekilde yaşandığına tanıklık ediyor. Havanada Türk Tutkusu, 1898, tarihin tozlu sayfaları arasında kalmış önemli ve ilginç bir olayın konu alındığı, su gibi akan bir roman... Küba ile Girit mi? Karayiplerde yer alan bu uzak adadaki durumla, hemen yanı başımızda, Giritte yaşanan Yunan isyanının ne ilgisi olabilir ki? Sultan II. Abdülhamit, 1897 sonbaharının bu serin gecesinde, birinin beklenmedik şekilde ifade ettiği, batıl inançlarının etkisiyle aklına takılan bu karşılaştırmayı düşünmüş ve gece boyunca gözüne uyku girmemişti...