"Demokrat Partili belediye başkanı sokağa bir kamyonet getirtti. Orada millete süt tozu ve Amerikan peyniri dağıttırdı. Gittim, tenceremi uzattım, tencereyi süt tozuyla doldurdular, sonra tencereyi gözlerinin önünde sokağa boşalttım, sonra sokak köpeklerini çağırdım. … Karabaşlar geldi, süt tozunu bir kokladı, iki kokladı, sonra gittiler." 'Emine' Sevgi Özdamar, evlere sokaklara uğruyor, dillere dolanıyor, o büyük evde, uzun koridor boyunca girip çıktığı odalardan bir Türkiye panoraması çıkartıyor. Kırklı yıllardan 27 Mayıs'a uzanan büyük bir manzara; yer yer puslu, bazen yağmurlu, her daim göz alıcı… İstanbul, Bursa, Ankara; dindar mahalleler, yokuşlu sokaklar; Halk Partisi, Demokrat Parti; akrabalar, komşular, Tom Miks ve diğer erkekler… ve tüm bu keşmekeşin ortasında bir kız çocuğu. Çitlete çitlete.
Hayat Bir Kervansaray, gündelik hayatın akıcılığıyla ilerleyip büyülü gerçekçiliğin sınırlarını zorlayan bir büyük roman. Özdamar, Şehrazat'ın hısım akrabası, belki kız kardeşi… Tâ o köklerden gelen masalsı bir hikâyeci.
"Demokrat Partili belediye başkanı sokağa bir kamyonet getirtti. Orada millete süt tozu ve Amerikan peyniri dağıttırdı. Gittim, tenceremi uzattım, tencereyi süt tozuyla doldurdular, sonra tencereyi gözlerinin önünde sokağa boşalttım, sonra sokak köpeklerini çağırdım. … Karabaşlar geldi, süt tozunu bir kokladı, iki kokladı, sonra gittiler." 'Emine' Sevgi Özdamar, evlere sokaklara uğruyor, dillere dolanıyor, o büyük evde, uzun koridor boyunca girip çıktığı odalardan bir Türkiye panoraması çıkartıyor. Kırklı yıllardan 27 Mayıs'a uzanan büyük bir manzara; yer yer puslu, bazen yağmurlu, her daim göz alıcı… İstanbul, Bursa, Ankara; dindar mahalleler, yokuşlu sokaklar; Halk Partisi, Demokrat Parti; akrabalar, komşular, Tom Miks ve diğer erkekler… ve tüm bu keşmekeşin ortasında bir kız çocuğu. Çitlete çitlete.
Hayat Bir Kervansaray, gündelik hayatın akıcılığıyla ilerleyip büyülü gerçekçiliğin sınırlarını zorlayan bir büyük roman. Özdamar, Şehrazat'ın hısım akrabası, belki kız kardeşi… Tâ o köklerden gelen masalsı bir hikâyeci.
Büyülü gerçekçilik kullanmaya çalışmış, ancak G. G. Marquez'in, İsabel Allende'nin yanından bile geçememiş ne yazık ki... İçeriği itibariyle Almanlara ilginç gelmiş olmalı, ancak bence hayalkırıklığı.
Karton Cilt, 305 sayfa
2015 tarihinde, İletişim Yayıncılık tarafından yayınlandı