Hayatın Değeri

Tıp etiği son derece önemli ve bir o kadar tartışmalı bir konu. John Harris, modern tıp pratiğinin ve tıp araştırmalarının karşımıza çıkardığı belli başlı etik sorunların kapsamlı bir dökümünü yaparken, bunların her birimiz için taşıdığı hayati önemi çarpıcı bir yaklaşımla gözler önüne seriyor. Bu sorunlar üzerinde düşünme yöntemimizi ve bunlara ilişkin geleneksel çözümlerimizi kökünden yenilememiz gerektiğini savunan Harris, temel varsayımlarla alışılmış cevaplara meydan okuyarak, en içinden çıkılmaz sorunların bile çözülebilir olduğunu gösteriyor.Harris, kısıtlı kaynakları olabildiğince adil biçimde dağıtma sorununun tıp pratiğinde ortaya çıkardığı ikilemlerden başlayıp biyoteknolojinin ve genetik mühendisliğinin bugün mümkün kıldığı olanakların ve gelecekteki yeni olasılıkların önümüze sürdüğü etik çıkmazlara varıncaya dek geniş bir alanda zorlu sorulara cevap arıyor. Hayatın anlamı ve değeri konusunda tutarlı bir çerçeve oluşturarak, tüpte döllenme, embriyon deneyleri, yumurta ve embriyon bağışı, rahim kiralama, organ nakli, ölüm sonrası döllenme gibi modern uygulamaları etik çözümlemenin süzgecinden geçiriyor. Öte yandan, modern tıbbın işaret ettiği olasılıklar ışığında geleceğe doğru uzanarak, klonlama, yapay üreme ve insan dondurma gibi uygulamaların gerçekleşmesi halinde karşılaşabileceğimiz etik sorunlar üzerinde enine boyuna kafa yoruyor. Hayat nedir, ne zaman değerli olmaya başlar? Hangi varlıklar kişi sayılır, kişilere karşı ahlâki yükümlülüğümüz nerede başlar, nerede biter? Bazı insanların kurtarılmayı ya da tıbbi yardım görmeyi diğerlerinden daha fazla hak ettiğine hükmetmemizi sağlayacak geçerli ölçütler var mıdır? Tıbbi kaynakların sınırlı olduğu durumlarda hangi önceliklerle hareket edebiliriz? Ötanaziye izin vermeli miyiz? Embriyon annenin malı mıdır? Doktorların hastalarına karşı yükümlülüğü nedir? Ölmüş kişilerin organlarını kullanabilmek için kişinin ya da yakınlarının rızasını almak etik bir zorunluluk mudur? Harris, bunlara benzer daha pek çok soruyu tartışmaya açarak, canlı ve zorlayıcı örnekler üzerinde son derece düşündürücü irdelemeler yapıyor.Tıp Etiğine Giriş, hayatın değerine ilişkin felsefi sorunlara ilgi duyan her kesimden okurun ilgisini çekecek bir çalışma olmasının yanı sıra, tıp, felsefe, sosyoloji, kamu yönetimi ve siyaset bilimi öğrencileri için de önemli bir kaynak oluşturuyor. Harrisin görüşlerine katılsanız da katılmasanız da, bu usta ve yaratıcı felsefecinin sizi çıkaracağı düşünsel yolculuktan zevk alacaksınız.

Tıp etiği son derece önemli ve bir o kadar tartışmalı bir konu. John Harris, modern tıp pratiğinin ve tıp araştırmalarının karşımıza çıkardığı belli başlı etik sorunların kapsamlı bir dökümünü yaparken, bunların her birimiz için taşıdığı hayati önemi çarpıcı bir yaklaşımla gözler önüne seriyor. Bu sorunlar üzerinde düşünme yöntemimizi ve bunlara ilişkin geleneksel çözümlerimizi kökünden yenilememiz gerektiğini savunan Harris, temel varsayımlarla alışılmış cevaplara meydan okuyarak, en içinden çıkılmaz sorunların bile çözülebilir olduğunu gösteriyor.Harris, kısıtlı kaynakları olabildiğince adil biçimde dağıtma sorununun tıp pratiğinde ortaya çıkardığı ikilemlerden başlayıp biyoteknolojinin ve genetik mühendisliğinin bugün mümkün kıldığı olanakların ve gelecekteki yeni olasılıkların önümüze sürdüğü etik çıkmazlara varıncaya dek geniş bir alanda zorlu sorulara cevap arıyor. Hayatın anlamı ve değeri konusunda tutarlı bir çerçeve oluşturarak, tüpte döllenme, embriyon deneyleri, yumurta ve embriyon bağışı, rahim kiralama, organ nakli, ölüm sonrası döllenme gibi modern uygulamaları etik çözümlemenin süzgecinden geçiriyor. Öte yandan, modern tıbbın işaret ettiği olasılıklar ışığında geleceğe doğru uzanarak, klonlama, yapay üreme ve insan dondurma gibi uygulamaların gerçekleşmesi halinde karşılaşabileceğimiz etik sorunlar üzerinde enine boyuna kafa yoruyor. Hayat nedir, ne zaman değerli olmaya başlar? Hangi varlıklar kişi sayılır, kişilere karşı ahlâki yükümlülüğümüz nerede başlar, ne... tümünü göster