1972 yılında ölen Rus tarihçi ve arkeolog M. İ. Artamonovun Hazar Tarihi, (Türkler, Yahudiler, Ruslar) adlı bu eseri, sahasında yazılmış en temel kaynak eserdir. Artamonovdan sonra Hazarlar, Ruslar ve Hazar Yahudileri hakkında eser yazanların hemen tamamı, Artamonovun bu kitabından geniş ölçüde faydalanmışlar; metodoloji olarak da onu taklit etmişlerdir.Artamonovun bizzat kendisi, eserini 25 yılda tamamlandığını belirtmektedir. Gerçekten de böyle bir eser birkaç yılda yazılacak bir çalışma değildir. Eserde Hazarlardan önce bu bölgede yaşayan halkları, Hazarların kimlerin torunları olduğunu, komşularının hangi halklardan teşekkül ettiğini bulacak; sırasıyla Hunlar, Bulgarlar, Hazar Türkleri ve komşu Türk halkları (Peçenekler, Bulgarlar, Kıpçaklar, Oğuzlar, Burtaslar..) ve diğer komşuları (Aslar, Osetinler, Gürcüler, Alanlar, Bizanslılar, Araplar, Acemler, Harezmliler vs.) ile olan münasebetleri okuyacaksınız.Daha sonra Yahudilerin Hazaryaya nereden geldiklerini, halkı nasıl köle haline getirdiklerini, nasıl memleketin efendisi olduklarını ve Hazarların Yahudiliğe geçişini; Hazar Rus çatışmalarını ve sonunda Rusların Yahudiler yüzünden bir Türk devletini zamansız yıkışlarının hikayesini bulacaksınız.Özellikle akedemisyenler, 1962 yılına kadar Hazarolojiyle ilgili tüm kaynakları bu eserde bulabileceklerdir. Zaten Artamonovdan sonra Hazarlar konusunda en ciddi araştırmayı yapan da sedece P. Golden olmuştur, ama onun çalışması daha ziyade lengüistik yöndendir.Söylediği her sözü mutlaka bir kaç kaynakla teyit eden Artamonovun bu çalışması, gerek Rusyada ve gerekse dünya akademik çevrelerinde çok büyük tartışmalara yol açmış; dahası, yazar eserinde hem Rus akademisyenleri, hem de Batılı bilim adamlarını ağır bir tenkit bombardımanına tutmuştur.Artamonovun Yahudilerin Hazaryada oynadıkları tarihi rolü Dunlopun aksine kahpelik olarak nitelemesi, tüm şimşekleri üzerine çekmiş ve özellikle o sıralarda Yahudilerin kontrolünde bulunan Pravda gazetesi tarafından adeta sıfıra indirilmek istenmiştir.Artamonovu Türkiyeden de bazı akademisyenler tenkit etmişlerdir; fakat onların tenkitlerinin gerçeklerle hiçbir alakası olmadığı, gerek bizim koyduğumuz önsözde verdiğimiz detaylardan ve gerekse eserin okunmasından sonra anlaşılacaktır. Hazar Tarihi, dünyada bu konuda yazılan en ciddi ve en önemli kaynak olduğu kadar, Türkiyede de aynı sahada neşredilen ilk ve tek çalışmadır.Bu eser, Artamonovun dostu ve yardımcısı L. N. Gumilev tarafından redakte edilmiş ve özellikle Orta Asya Türk tarihiyle ilgili önemli notlar da yine Gumilev tarafından konulmuştur. Yine Selenge yayınları arasında çıkan ve Gumilev tarafından yazılan Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları, bir noktada bu eserin devamı ve mütemmimi durumundadır.
1972 yılında ölen Rus tarihçi ve arkeolog M. İ. Artamonovun Hazar Tarihi, (Türkler, Yahudiler, Ruslar) adlı bu eseri, sahasında yazılmış en temel kaynak eserdir. Artamonovdan sonra Hazarlar, Ruslar ve Hazar Yahudileri hakkında eser yazanların hemen tamamı, Artamonovun bu kitabından geniş ölçüde faydalanmışlar; metodoloji olarak da onu taklit etmişlerdir.Artamonovun bizzat kendisi, eserini 25 yılda tamamlandığını belirtmektedir. Gerçekten de böyle bir eser birkaç yılda yazılacak bir çalışma değildir. Eserde Hazarlardan önce bu bölgede yaşayan halkları, Hazarların kimlerin torunları olduğunu, komşularının hangi halklardan teşekkül ettiğini bulacak; sırasıyla Hunlar, Bulgarlar, Hazar Türkleri ve komşu Türk halkları (Peçenekler, Bulgarlar, Kıpçaklar, Oğuzlar, Burtaslar..) ve diğer komşuları (Aslar, Osetinler, Gürcüler, Alanlar, Bizanslılar, Araplar, Acemler, Harezmliler vs.) ile olan münasebetleri okuyacaksınız.Daha sonra Yahudilerin Hazaryaya nereden geldiklerini, halkı nasıl köle haline getirdiklerini, nasıl memleketin efendisi olduklarını ve Hazarların Yahudiliğe geçişini; Hazar Rus çatışmalarını ve sonunda Rusların Yahudiler yüzünden bir Türk devletini zamansız yıkışlarının hikayesini bulacaksınız.Özellikle akedemisyenler, 1962 yılına kadar Hazarolojiyle ilgili tüm kaynakları bu eserde bulabileceklerdir. Zaten Artamonovdan sonra Hazarlar konusunda en ciddi araştırmayı yapan da sedece P. Golden olmuştur, ama onun çalışması daha ziyade lengüistik yöndendir.Söylediği her sözü mu... tümünü göster