Birçok insan için matematik, hayatı sıkıcı hale getiren, içine korku salan sınavlardan ibarettir. İnsanların çok azı için matematik hayatı anlamanın ve onu sevebilmenin bir yolu olabilmiştir. Tarihe bir göz attığımızda, matematikteki berrak düşüncenin insanoğlunu olgunlaştırdığı şüphesizdir. Sonsuzluğun sınırına, insanoğlu matematikle gelebilmiştir.Matematik insan beyninin çalışmasıyla ortaya çıkan bir üründür. Gelgelelim, beyinde başlayıp biten bir şey değildir. Matematik, özünde, Yaratıcının doğanın içine bıraktığı ipuçlarıdır ve o ipuçları sayesinde anlaşılır hâle gelir. Zaten insanları matematikle uğraşmaya sevk eden saik de, matematiğin tabiatında saklı bulunan bu cazibedir, insan matematiğin eline verdiği ipuçlarından tutarsa, muhakkak daha yüce hakikatlere erişir.Matematik bilgisizliğin, temelsiz kuşkunun, zannın yerine bilginin coşkun mutluluğunu koyabilme çabasıdır. Önüne koyulan bir problemi sadece kâğıt üzerinde çözen bir matematikçi, elbette bir bilgiye ulaşabilir. Fakat derdi bilgi kadar o bilgiyle insanların mutluluğuna katkıda bulunmak olan bir matematikçi, çözdüğü problemin gerçek hayatla ne derece uyuşup uyuşmadığını da kontrol eder.Öyleyse matematikçiye düşen görev, tabiat ve sosyal hayat ile matematiğin kurallarının birbiriyle ne kadar uyumlu olduğunu adım adım ortaya koymaktır. Kâinatın üzerine serpilmiş gizem ve esrar bulutlarının yerini günlük güneşlik bir semaya bırakmasının yollarından biri de budur. Tersini iddia etmek, matematiğin varlık nedenini inkâr etmek olur.
Birçok insan için matematik, hayatı sıkıcı hale getiren, içine korku salan sınavlardan ibarettir. İnsanların çok azı için matematik hayatı anlamanın ve onu sevebilmenin bir yolu olabilmiştir. Tarihe bir göz attığımızda, matematikteki berrak düşüncenin insanoğlunu olgunlaştırdığı şüphesizdir. Sonsuzluğun sınırına, insanoğlu matematikle gelebilmiştir.Matematik insan beyninin çalışmasıyla ortaya çıkan bir üründür. Gelgelelim, beyinde başlayıp biten bir şey değildir. Matematik, özünde, Yaratıcının doğanın içine bıraktığı ipuçlarıdır ve o ipuçları sayesinde anlaşılır hâle gelir. Zaten insanları matematikle uğraşmaya sevk eden saik de, matematiğin tabiatında saklı bulunan bu cazibedir, insan matematiğin eline verdiği ipuçlarından tutarsa, muhakkak daha yüce hakikatlere erişir.Matematik bilgisizliğin, temelsiz kuşkunun, zannın yerine bilginin coşkun mutluluğunu koyabilme çabasıdır. Önüne koyulan bir problemi sadece kâğıt üzerinde çözen bir matematikçi, elbette bir bilgiye ulaşabilir. Fakat derdi bilgi kadar o bilgiyle insanların mutluluğuna katkıda bulunmak olan bir matematikçi, çözdüğü problemin gerçek hayatla ne derece uyuşup uyuşmadığını da kontrol eder.Öyleyse matematikçiye düşen görev, tabiat ve sosyal hayat ile matematiğin kurallarının birbiriyle ne kadar uyumlu olduğunu adım adım ortaya koymaktır. Kâinatın üzerine serpilmiş gizem ve esrar bulutlarının yerini günlük güneşlik bir semaya bırakmasının yollarından biri de budur. Tersini iddia etmek, matematiğin varlık nedenini ink... tümünü göster