'Sevgili Ferit,
Bu sabah mektubunu bulmak, okumak, bana hem yaşamı hem de sonundaki ölümü daha dayanılır kıldı. Birden yüksek dağlar, henüz boz rengi olan yamaçlar, tepelerdeki beyaz kar, sessiz, küçük İsviçre köyleri anlam kazandı ve buraya geldim geleli ilk kez ayağım yere değdi...'
Muhteşem Bir Aklın Yansımaları
Türk edebiyatının lirik prensesi olarak tanınan Tezer Özlü'nün edebiyatla bütünleşmiş kişiliğinin izlerini bu kez çok yakın bir dostuna yazdığı mektuplarda buluyoruz. Tezer Özlü'nün Ferit Edgü'ye yazdığı ve ondan aldığı mektuplarda hem çok yakın iki arkadaşın birbirlerine açtıkları gizli dünyalarının, hem de iki benzersiz yazı ustasının edebiyat üzerine düşüncelerinin kapıları aralanıyor.
Yaşamın edebiyata, edebiyatın yaşama dönüştüğü bir noktadan okurlarına seslenen Tezer Özlü, hayran olduğu yazarların izlerini yaşadıkları kentlerde aramıştı. Bizler de onun kırılgan ruhunun yansımalarını, yayımlandıkları dönemde birer başucu eseri olan kitaplarında ve mektuplarında görüyoruz.
'Her Şeyin Sonundayım'da ilk kez yayınlanan bu mektuplar, Türk edebiyatının iki ustası arasındaki dostluğun derinliğini yansıtmanın yanı sıra, muhteşem bir aklın arka odalarında yaşananları birinci elden göstermesi bakımından da önemli bir kitap.
Her edebiyatseverin gençlik yıllarında büyük bir heyecanla keşfettiği, ilerleyen dönemlerinde kütüphanesinin başköşesine koyduğu Tezer Özlü külliyatının yanında, 'Her Şeyin Sonundayım'a da mutlaka yer açılmalı.
'Sevgili Ferit,
Bu sabah mektubunu bulmak, okumak, bana hem yaşamı hem de sonundaki ölümü daha dayanılır kıldı. Birden yüksek dağlar, henüz boz rengi olan yamaçlar, tepelerdeki beyaz kar, sessiz, küçük İsviçre köyleri anlam kazandı ve buraya geldim geleli ilk kez ayağım yere değdi...'
Muhteşem Bir Aklın Yansımaları
Türk edebiyatının lirik prensesi olarak tanınan Tezer Özlü'nün edebiyatla bütünleşmiş kişiliğinin izlerini bu kez çok yakın bir dostuna yazdığı mektuplarda buluyoruz. Tezer Özlü'nün Ferit Edgü'ye yazdığı ve ondan aldığı mektuplarda hem çok yakın iki arkadaşın birbirlerine açtıkları gizli dünyalarının, hem de iki benzersiz yazı ustasının edebiyat üzerine düşüncelerinin kapıları aralanıyor.
Yaşamın edebiyata, edebiyatın yaşama dönüştüğü bir noktadan okurlarına seslenen Tezer Özlü, hayran olduğu yazarların izlerini yaşadıkları kentlerde aramıştı. Bizler de onun kırılgan ruhunun yansımalarını, yayımlandıkları dönemde birer başucu eseri olan kitaplarında ve mektuplarında görüyoruz.
'Her Şeyin Sonundayım'da ilk kez yayınlanan bu mektuplar, Türk edebiyatının iki ustası arasındaki dostluğun derinliğini yansıtmanın yanı sıra, muhteşem bir aklın arka odalarında yaşananları birinci elden göstermesi bakımından da önemli bir kitap.
Her edebiyatseverin gençlik yıllarında büyük bir heyecanla keşfettiği, ilerleyen dönemlerinde kütüphanesinin başköşesine koyduğu Tezer Özlü külliyatının yanında, 'Her Şeyin Sonundayım... tümünü göster
Belki de ben bugün ilk defa her şeyin sonundayım.
Niye değerlendiriyorum ya? Banane? Emrah Serbes değerlendirmedi mi zaten? Demedi mi, "Tezer özlü ne güzel kadın!" diye?
Refik Lokantası... Bu kitabı okuyanların Tezer'e borcudur orada bir duble içmek.
Kesinlikle okumak istediğim ama birtürlü bulamadığım :((
cok cok guzeldi.tezerimi neden sevdigimi bir kez daha anladim o satirlarda.
http://moonlightcat13.blogspot.com/2015/01/her-seyin-sonundaym-tezer-ozlu-ferit.html
Bu kitabı, Özlü'nün Leyla Erbil ile olan mektuplaşmalarına kıyasla daha az beğendim. Bence Tezercik Edgü ile daha pragmatik bir ilişki içerisindeymiş.
111 sayfa