Josef Pronek, Bosnalıdır. 1992de kısa süreli Chicago ziyaretinin ardından geri dönmek üzereyken, televizyondan kendi ülkesinde savaşın patladığını öğrenir ve mecburen yabancı bir diyarda talihini arama seçeneğiyle yüz yüze gelir. Bosnayı hayatlarında duymamış Amerikalılar ile her fırsatta yabancı olduğunu yüzüne vurup ikide bir diksiyonunu ve cümlelerini düzelten arkadaşlar ve sevgililer arasında, şaşırtıcı, eğlendirici, düşündürücü, yaralayıcı ve nefret doğurucu serüvenlerle dolu bir hayata dalar. Türkçede ilk kitabı Brunonun Sorusuyla adını duyuran Aleksandar Hemon, Pronek Fantezileri alt-başlığını verdiği bu romanında, Saraybosnadaki çocukluğundan Srebrenica katliamına, asgari ücretle sürdürdüğü gündelik hayatından Chicagoda bir dil okuluna girişine kadar başına gelen türlü olaylarla Pronekin peşine takılarak, nefret ve şiddet delisi günümüz dünyasının can acıtıcı ve ironik bir panoramasını çiziyor. ÇIĞLIĞININ BOŞLUĞA DÜŞECEĞİNİ BİLEN BİR KEDERLİ ANLATI...
Josef Pronek, Bosnalıdır. 1992de kısa süreli Chicago ziyaretinin ardından geri dönmek üzereyken, televizyondan kendi ülkesinde savaşın patladığını öğrenir ve mecburen yabancı bir diyarda talihini arama seçeneğiyle yüz yüze gelir. Bosnayı hayatlarında duymamış Amerikalılar ile her fırsatta yabancı olduğunu yüzüne vurup ikide bir diksiyonunu ve cümlelerini düzelten arkadaşlar ve sevgililer arasında, şaşırtıcı, eğlendirici, düşündürücü, yaralayıcı ve nefret doğurucu serüvenlerle dolu bir hayata dalar. Türkçede ilk kitabı Brunonun Sorusuyla adını duyuran Aleksandar Hemon, Pronek Fantezileri alt-başlığını verdiği bu romanında, Saraybosnadaki çocukluğundan Srebrenica katliamına, asgari ücretle sürdürdüğü gündelik hayatından Chicagoda bir dil okuluna girişine kadar başına gelen türlü olaylarla Pronekin peşine takılarak, nefret ve şiddet delisi günümüz dünyasının can acıtıcı ve ironik bir panoramasını çiziyor. ÇIĞLIĞININ BOŞLUĞA DÜŞECEĞİNİ BİLEN BİR KEDERLİ ANLATI...
285 sayfa