Hikâye, Atsız’ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941’de yazdığı beşinci hikâye ise ancak 1966 yılında yayımlanır. Teşhis (kişileştirme) sanatının kullanılmasına varacak derecede tabiata ve tabiat unsurlarına yer verilmesi, Atsız’ın beş hikâyesinin de ortak tarafını teşkil eder. Özellikle ay ve fırtınanın Atsız’ın edebî eserlerinde özel ve ağırlıklı bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ben hikâyeleri defalarca okudum. Her okuyuşumda farklı bir taraf buldum ve farklı bir tat aldım. Okuyucuların da, Atsız’ın ilk kalem denemeleri olan hikâyeleri farklı tarzda değerlendirecekleri muhakkaktır. Fakat ne olursa olsun beş hikâyede de Atsız vardır.
Hikâye, Atsız’ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941’de yazdığı beşinci hikâye ise ancak 1966 yılında yayımlanır. Teşhis (kişileştirme) sanatının kullanılmasına varacak derecede tabiata ve tabiat unsurlarına yer verilmesi, Atsız’ın beş hikâyesinin de ortak tarafını teşkil eder. Özellikle ay ve fırtınanın Atsız’ın edebî eserlerinde özel ve ağırlıklı bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ben hikâyeleri defalarca okudum. Her okuyuşumda farklı bir taraf buldum ve farklı bir tat aldım. Okuyucuların da, Atsız’ın ilk kalem denemeleri olan hikâyeleri farklı tarzda değerlendirecekleri muhakkaktır. Fakat ne olursa olsun beş hikâyede de Atsız vardır.
"Hayat kısadır... Neticeler çabuk alınmalıdır... Ve takıntılar insanı yürümekten alıkoymamalıdır..."
Ciltli, 68 sayfa
2018 tarihinde, Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı