... sanatın, dürtü ve arkaik arzunu veya fantezi materyalinin bu hammaddesini yönlendirme görevi, buradan çıkar. Arzunun yönlendirilmesi kavramını toplumsal terimlerle yeniden yazmak, baskının ve arzunun gerçekleşmesini tek bir mekanizma birliği içinde düşünmemizi sağlar. Bu mekanizma, stratejik olarak fanteziyi dikkatle belirlenmiş sembolik yapılar içinde uyandıran bir tür ruhsal uzlaşma veya alış verişi benzer biçimde gözetir; hoşgörülemez, gerçekleştirilemez, tam olarak yok edilemez arzuları sadece gömebildikleri ölçüde tatmin ederek fanteziyi etkisizleştirir. Erkeklerin verili ve kapsayıcı tecavüz ideolojisi, kadın kurbanın psikolojisindeki ayna imgesine bir çare bulamaz, aksine onu geliştirir. En uç noktaya yaklaşan bu kadın psiko-cinselliği tecavüz fantezisine bağlı kalır. Başka biçimde konulursa, kadınlar cinsel fanteziler ürettiklerinde, bunlar genellikle erkeklerin belirledikleri koşulların ürünü olurlar ve başka türlü olamazlar. Mevcut olanı reddettiği ve ancak anılarda ve beklentilerde canlı kalan, erkeklerin ve kadınların başlarından geçenlerde ve onların isyanlarında yaşayan, sözcükleri, imgeleri, bir başka gerçekliğin, bir başka düzenin müziğini yapısında hissettirmeyen eser yoktur.
... sanatın, dürtü ve arkaik arzunu veya fantezi materyalinin bu hammaddesini yönlendirme görevi, buradan çıkar. Arzunun yönlendirilmesi kavramını toplumsal terimlerle yeniden yazmak, baskının ve arzunun gerçekleşmesini tek bir mekanizma birliği içinde düşünmemizi sağlar. Bu mekanizma, stratejik olarak fanteziyi dikkatle belirlenmiş sembolik yapılar içinde uyandıran bir tür ruhsal uzlaşma veya alış verişi benzer biçimde gözetir; hoşgörülemez, gerçekleştirilemez, tam olarak yok edilemez arzuları sadece gömebildikleri ölçüde tatmin ederek fanteziyi etkisizleştirir. Erkeklerin verili ve kapsayıcı tecavüz ideolojisi, kadın kurbanın psikolojisindeki ayna imgesine bir çare bulamaz, aksine onu geliştirir. En uç noktaya yaklaşan bu kadın psiko-cinselliği tecavüz fantezisine bağlı kalır. Başka biçimde konulursa, kadınlar cinsel fanteziler ürettiklerinde, bunlar genellikle erkeklerin belirledikleri koşulların ürünü olurlar ve başka türlü olamazlar. Mevcut olanı reddettiği ve ancak anılarda ve beklentilerde canlı kalan, erkeklerin ve kadınların başlarından geçenlerde ve onların isyanlarında yaşayan, sözcükleri, imgeleri, bir başka gerçekliğin, bir başka düzenin müziğini yapısında hissettirmeyen eser yoktur.