"Neler oluyor?" diye sordu. Bu kez sesi yitik çıkmıştı. Umarsız ve dibi boylamış gibi. Kemal rahat konuşabilmek için duvarın kenarına çekti. Onun da ruh hali, kızdan pek farklı görünmüyordu. Erkek olmanın avantajıyla ayakta durmayı başarıyordu sadece.
"Sedat Bey, lavaboya gitmek üzere sabah saat 03.55 sularında kalktığı sırada onu yatağında bulmuş..."
"Ama bu nasıl olur? O kadının, Sedat Bey'in odasında işi ne!"
Kemal, büyük bir sıkıntı içinde, iç çekti.
"Kimse bilmiyor" dedi. "Sedat Bey de buna yanıt veremiyor. Kadını ilk kez gördüğünü söylede sadece... Maktül, onun yatağında kanlar içinde bulundu Ceyda. Sen cinayet masasındansın, prosedürü sen herkesten iyi bilirsin.Tüm deliller Sedat Bey'in aleyhinde. Sen de gördün, gömleğinde kadının kanı var ve ne yazık ki deliller onu, birinci dereceden cinayet faili olarak gösteriyor"
"Bunun, olası dışı olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Tanrı aşkına, bana bunu nasıl sorarsın! Öyle olmadığını herkes biliyor, ama kanıtlar ve deliller onun aleyhinde! Bu durumda polisin, başka nasıl davranmasını bekleyebilirsin ki!"
Sesi yüksek çıkmıştı. Ceyda, hışımla alnını duvara yapıştırdı. Gözlerine taşan yaşlara güçlükle engel oluyordu. "Lanet olsun!" diye söylendi, aynı anda duvara sert bir yumruk indirmişti. Öfkesine hakim olamıyordu. İkinci yumruğu indirmeye hazırlandığı sırada Kemal, onu tuttu ve kendine doğru çevirdi.
"Kızgınlığını anlıyorum Ceyda, ama böyle davranarak Sedat Bey'e yardımcı olamazsın!"
Ceyda, başını kaldırdı. Gözlerindeki ifade, aniden evrim geçirdi. Kemal haklıydı. Duygularına yenik düşerse, ona iyilikten çok kötülüğü dokunacaktı.
"Ona yardım etmeliyiz Kemal" dedi. Neredeyse ilk kez ona, adıyla hitap ediyordu. Kemal, odanın içine göz gezdirdi. Ankara Emniyeti olaya çoktan el koymuştu ve bu durumda onların söz hakkı olamazdı.
(Tanıtım Bülteninden)
"Neler oluyor?" diye sordu. Bu kez sesi yitik çıkmıştı. Umarsız ve dibi boylamış gibi. Kemal rahat konuşabilmek için duvarın kenarına çekti. Onun da ruh hali, kızdan pek farklı görünmüyordu. Erkek olmanın avantajıyla ayakta durmayı başarıyordu sadece.
"Sedat Bey, lavaboya gitmek üzere sabah saat 03.55 sularında kalktığı sırada onu yatağında bulmuş..."
"Ama bu nasıl olur? O kadının, Sedat Bey'in odasında işi ne!"
Kemal, büyük bir sıkıntı içinde, iç çekti.
"Kimse bilmiyor" dedi. "Sedat Bey de buna yanıt veremiyor. Kadını ilk kez gördüğünü söylede sadece... Maktül, onun yatağında kanlar içinde bulundu Ceyda. Sen cinayet masasındansın, prosedürü sen herkesten iyi bilirsin.Tüm deliller Sedat Bey'in aleyhinde. Sen de gördün, gömleğinde kadının kanı var ve ne yazık ki deliller onu, birinci dereceden cinayet faili olarak gösteriyor"
"Bunun, olası dışı olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Tanrı aşkına, bana bunu nasıl sorarsın! Öyle olmadığını herkes biliyor, ama kanıtlar ve deliller onun aleyhinde! Bu durumda polisin, başka nasıl davranmasını bekleyebilirsin ki!"
Sesi yüksek çıkmıştı. Ceyda, hışımla alnını duvara yapıştırdı. Gözlerine taşan yaşlara güçlükle engel oluyordu. "Lanet olsun!" diye söylendi, aynı anda duvara sert bir yumruk indirmişti. Öfkesine hakim olamıyordu. İkinci yumruğu indirmeye hazırlandığı sırada Kemal, onu tuttu ve kendine doğru çevirdi.
"Kızgınlığın... tümünü göster
299 sayfa
2013 tarihinde, mola kitap tarafından yayınlandı