Günümüzde, eğer toplumdan söz ediyorsak, kaçınılmaz olarak, çok çeşitli kültürlerin belli bir coğrafyada ötekilerin farklılıklarını kabul ederek yan yana yaşamasından söz ediyoruz demektir. Hoşgörü de bu barış içinde yan yana yaşama sanatının adıdır. İçinde yer aldığı kültüre tarihe ve coğrafyaya göre değişen biçimlerde olsa da, her insan, her toplum bu sanatı icra eder, etmek zorundadır.Ayrıntı Yayınları daha önce yayımlanmış olduğu Güçlü Demokrasi, Cumhuriyetçilik ve Çokkültürlü Yurttaşlık kitaplarıyla barış içinde yan yana yaşamanın yollarını bulmaya çalışan siyaset bilimindeki belli başlı yaklaşımları okurlara sundu. Tanınmış siyaset bilimci Micheal Walzerin, Hoşgörü Üzerine adlı yakın tarihli çalışması da konuya hoşgörü temelinde eğilerek hoşgörünün toplumsal temeldeki önemini, sorunlarını ve tarih içinde hoşgörünün nasıl düzenlendiğini irdeliyor.Micheal Walzere göre hoşgörü faklılık karşısında tahammül göstermekten başlayarak, umursamamak, metanetle karşılamak, merak etmek, şevkle onaylamak gibi biçimler gösterebilir. Hoşgörüyü geniş bir çevreye oturtan Walzer, belli bir istikrara kavuşmuş toplumsal düzenleri hoşgörü erdemin kurumsallaşmış biçimleri olarak ele elıyor. Ve bu çerçevede yazar, çokuluslu imparatorlar, toplumlararası birlikler, ulus devletler, göçmen toplumları ve uluslararası toplum olamk üzere beş hoşgörü rejimini ve ayrıca çok sayıda karma rejim örneğini inceliyor.Çokuluslu imparatorluktan ulus devlete geçiş modeli olarak Türkiye hoşgörü tartışmalarında kilit bir öneme sahiptir. Bu kitapta tartışılan, Osmanlı ümmet sistemi farklı dinden cemaatlerin görece barış içindeyan yana yaşamasını sağlarken, mirasçısı olan Cumhuriyet rejimi henüz bağrındaki farklılıklarla barışık bir hoşgörü rejimi geliştirmeyii başaramamıştır. Düşmana göre değil farklılıkların tanınmasına göre kurulmuş ya da kurulabilecek rejimleri özlü bir biçimde tartışan Hoşgörü Üzere böylesine anlamlı bir boşluğa işaret ediyor.Kitapta tartışılan sorunlardan bazıları sunlardır: Hoşgörü dili güçlünün dili midir? Hoşgörü için karşılıklı saygı şart mıdır? Eşitsiz koşullarda hoşgörü olur mu? Çeşitli hoşgörü rejimlerinde dinsel, etnik, sınıfsal, cinsel farklılıklar nasıl düzenlenir? Tarikatlara, mezheplere hoşgörünün sınırları nedir? Hoşgörüsüz hoşgörülebilir mi? Din ve etniklik, ve hatta siyasi partilerin devletten ayrılması neden gereklidir? Postmodern dünyada hoşgörünün yeri nedir?Barış içinde yaşamayı, hoşgörü sanatını öğrenmeyi isteyenlere...
Günümüzde, eğer toplumdan söz ediyorsak, kaçınılmaz olarak, çok çeşitli kültürlerin belli bir coğrafyada ötekilerin farklılıklarını kabul ederek yan yana yaşamasından söz ediyoruz demektir. Hoşgörü de bu barış içinde yan yana yaşama sanatının adıdır. İçinde yer aldığı kültüre tarihe ve coğrafyaya göre değişen biçimlerde olsa da, her insan, her toplum bu sanatı icra eder, etmek zorundadır.Ayrıntı Yayınları daha önce yayımlanmış olduğu Güçlü Demokrasi, Cumhuriyetçilik ve Çokkültürlü Yurttaşlık kitaplarıyla barış içinde yan yana yaşamanın yollarını bulmaya çalışan siyaset bilimindeki belli başlı yaklaşımları okurlara sundu. Tanınmış siyaset bilimci Micheal Walzerin, Hoşgörü Üzerine adlı yakın tarihli çalışması da konuya hoşgörü temelinde eğilerek hoşgörünün toplumsal temeldeki önemini, sorunlarını ve tarih içinde hoşgörünün nasıl düzenlendiğini irdeliyor.Micheal Walzere göre hoşgörü faklılık karşısında tahammül göstermekten başlayarak, umursamamak, metanetle karşılamak, merak etmek, şevkle onaylamak gibi biçimler gösterebilir. Hoşgörüyü geniş bir çevreye oturtan Walzer, belli bir istikrara kavuşmuş toplumsal düzenleri hoşgörü erdemin kurumsallaşmış biçimleri olarak ele elıyor. Ve bu çerçevede yazar, çokuluslu imparatorlar, toplumlararası birlikler, ulus devletler, göçmen toplumları ve uluslararası toplum olamk üzere beş hoşgörü rejimini ve ayrıca çok sayıda karma rejim örneğini inceliyor.Çokuluslu imparatorluktan ulus devlete geçiş modeli olarak Türkiye hoşgörü tartışmalarında k... tümünü göster