Hulki Bey ve Arkadaşlarının öyküsü 1955 yılı eylülünün beşinci günü akşam saatlerinde başlıyor. Geriye dönüşler, ileriye gidişlerle sürdürülen anlatım, önce on yıl geriye dönüp 1945 yılının karlı bir ocak gecesinde yoğunlaşıyor; sonra on yıl ileriye gidip 1955 yılı eylülünün altıncı gecesine, Cumhuriyet tarihinde 6-7 Eylül Olayları diye bilinen, hâlâ izleri silinmemiş toplumsal-siyasal ağır yanılgıya tanıklık ediyor; yirmi yıl sonra, 1975 yılının yağmurlu bir nisan akşamı sona eriyor. Hulki Bey ve Arkadaşları, roman kahramanlarının otuz yıllık yaşam serüvenini, görsel denecek bir anlatımla yansıtıyor. Arkadaşlık denilen bir tür varolma tarzının özündeki duru sevgiyi öyküleştirip tanımlıyor. Bir yandan da, olası, basit isteklerin karşı konulamayan bir yazgıyla nasıl yittiğini dile getiriyor. Erotik dokunuşlarla sürüp giden öykü, beklenmedik sürekli olaylar zincirinde, gülümseten yapısına karşın, içten içe gizemli bir hüzün taşıyor. Yiğit Okur, böylece, bir dönem İstanbulunun artık anılarda kalmış mozaiğini, rengini, sesini, kokusunu ustaca yansıtıyor; unutulmaya yüz tutmuş bir tadı yüzeye çıkartıyor.
Hulki Bey ve Arkadaşlarının öyküsü 1955 yılı eylülünün beşinci günü akşam saatlerinde başlıyor. Geriye dönüşler, ileriye gidişlerle sürdürülen anlatım, önce on yıl geriye dönüp 1945 yılının karlı bir ocak gecesinde yoğunlaşıyor; sonra on yıl ileriye gidip 1955 yılı eylülünün altıncı gecesine, Cumhuriyet tarihinde 6-7 Eylül Olayları diye bilinen, hâlâ izleri silinmemiş toplumsal-siyasal ağır yanılgıya tanıklık ediyor; yirmi yıl sonra, 1975 yılının yağmurlu bir nisan akşamı sona eriyor. Hulki Bey ve Arkadaşları, roman kahramanlarının otuz yıllık yaşam serüvenini, görsel denecek bir anlatımla yansıtıyor. Arkadaşlık denilen bir tür varolma tarzının özündeki duru sevgiyi öyküleştirip tanımlıyor. Bir yandan da, olası, basit isteklerin karşı konulamayan bir yazgıyla nasıl yittiğini dile getiriyor. Erotik dokunuşlarla sürüp giden öykü, beklenmedik sürekli olaylar zincirinde, gülümseten yapısına karşın, içten içe gizemli bir hüzün taşıyor. Yiğit Okur, böylece, bir dönem İstanbulunun artık anılarda kalmış mozaiğini, rengini, sesini, kokusunu ustaca yansıtıyor; unutulmaya yüz tutmuş bir tadı yüzeye çıkartıyor.
kitap güzel. içinde bir çok olay olduğu için çok akıcı ve duygu yüklü. dört arkadaşın dostluğunu zamanda ileri geri giderek güzel anlatmış
Karton Cilt, 325 sayfa
2010 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı