Dinler tarihi penceresinden bakıldığında, Hz. İsanın en çok tartışılan elçilerden birisi olduğu açıkça görülmektedir. Onun doğumu, hayatta kaldığı otuz üç yıllık süre ve ölümü birçok sırlarla ve esrarengiz olaylarla iç içe geçmiştir. Bundan dolayıdır ki, kimi Batılı araştırmacı ve düşünürler onun haddizatında tarihsel bir kişilik değil, efsanevî bir fenomen olduğunu bile iddia etmişlerdir. Bununla birlikte, şu anda yeryüzündeki insanların birçoğu İsanın getirdiği ve Pavlosun şekillendirdiği dinin peşinden gitmeye devam etmektedir. Son yıllarda, hem Batı dünyasında, hem de İslam aleminde Hz. İsa ile ilgili makale ve kitapların sayısında büyük bir patlama olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Bunun kuşkusuz dinsel etkenlerden kaynaklanan yönleri olmakla birlikte, bizim kanaatimize göre ekonomik, kültürel ve siyasal yönlerini de inkar etmek mümkün değildir. Çünkü tarihte görüldüğünden daha çok, din ile diğer seküler alanlar, görünmeyen fakat derinden derine hissedilen bir etkileşim içerisindedir. Dolayısıyla dinler ve dinsel fenomenler de serbest piyasada pazarlanmaktadır. Bu kitapta, Hz. İsa ile ilgili değişik bir bakış açısı görülmektedir. Onun doğumu, hayatı, ölümü ve tekrar gelip gelmeyeceği sorunu bizzat Hıristiyan Kutsal Kitabı referans alınarak irdelenmiştir. Kutsal Kitabın Tanrı kelamı olup olmadığı, İsa ve Hıristiyanlık, Havariler konusu ve Hz. İsanın Hz. Muhammedin geleceğini müjdelediği, ilginç ve ikna edici bir şekilde incelenmiştir.
Dinler tarihi penceresinden bakıldığında, Hz. İsanın en çok tartışılan elçilerden birisi olduğu açıkça görülmektedir. Onun doğumu, hayatta kaldığı otuz üç yıllık süre ve ölümü birçok sırlarla ve esrarengiz olaylarla iç içe geçmiştir. Bundan dolayıdır ki, kimi Batılı araştırmacı ve düşünürler onun haddizatında tarihsel bir kişilik değil, efsanevî bir fenomen olduğunu bile iddia etmişlerdir. Bununla birlikte, şu anda yeryüzündeki insanların birçoğu İsanın getirdiği ve Pavlosun şekillendirdiği dinin peşinden gitmeye devam etmektedir. Son yıllarda, hem Batı dünyasında, hem de İslam aleminde Hz. İsa ile ilgili makale ve kitapların sayısında büyük bir patlama olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Bunun kuşkusuz dinsel etkenlerden kaynaklanan yönleri olmakla birlikte, bizim kanaatimize göre ekonomik, kültürel ve siyasal yönlerini de inkar etmek mümkün değildir. Çünkü tarihte görüldüğünden daha çok, din ile diğer seküler alanlar, görünmeyen fakat derinden derine hissedilen bir etkileşim içerisindedir. Dolayısıyla dinler ve dinsel fenomenler de serbest piyasada pazarlanmaktadır. Bu kitapta, Hz. İsa ile ilgili değişik bir bakış açısı görülmektedir. Onun doğumu, hayatı, ölümü ve tekrar gelip gelmeyeceği sorunu bizzat Hıristiyan Kutsal Kitabı referans alınarak irdelenmiştir. Kutsal Kitabın Tanrı kelamı olup olmadığı, İsa ve Hıristiyanlık, Havariler konusu ve Hz. İsanın Hz. Muhammedin geleceğini müjdelediği, ilginç ve ikna edici bir şekilde incelenmiştir.