Ünlü Alman sosyalisti Auguste Bebel'in (1840-1913) Kadın ve Sosyalizm, Hayatımdan adlı eserleri arasında unutulmuş olan bu çalışması (1883) Arap kültürünün İslamiyetle birlikte geçirdiği gelişmeleri, özellikle de Hıristiyanlığın unutturduğu ortaçağ öncesi kültür mirasını Batıya anımsatma ve kültürün tarihsel sürekliliğini sağlama bakımından oynadığı önemli rolü anlatıyor.
Ünlü Alman sosyalisti Auguste Bebel'in (1840-1913) Kadın ve Sosyalizm, Hayatımdan adlı eserleri arasında unutulmuş olan bu çalışması (1883) Arap kültürünün İslamiyetle birlikte geçirdiği gelişmeleri, özellikle de Hıristiyanlığın unutturduğu ortaçağ öncesi kültür mirasını Batıya anımsatma ve kültürün tarihsel sürekliliğini sağlama bakımından oynadığı önemli rolü anlatıyor.
bu kitabın bana en büyük hediyesi Ebü'l Ala El-Maarrı'dir. kitabın "sanat" kısmında şiirleriyle birlikte yer alan şair-filozof, arap kültürünün en yüksek seviyesine işaret olarak gösteriliyor. çöküş döneminin bir kültürün en yüksek seviyesine işaret ettiğini açıklayan yazar "yapılacak birşeyin kalmadığı" bir bolluk ve yozlaşma içinde pesimizmin ve nihilizmin ortaya çıkmasını kaçınılmaz görüyor. büyük ihtimalle dinsiz olduğu için türkçeye çevrilmemiş arap şairlerinden bir tanesi kendisi. dante'nin ilahi komedyasını bu şairden aparttığına dair de sağlam kanıtlar varmış. schopenhauer ile de oldukça benzerlikleri olduğunu ekleyelim.
el maarri dışında kitap, august bebel'in avrupadaki hristiyan yobazlığının ipini pazara çıkartmak için yazdığını söyleyebiliriz. yer yer abartmalar mevcut lakin dindar biri olmayan yazar dinin mistik yapısından çok muhammed ve sisteminin akılcı yönlerine odaklanıyor. doğu'nun meşhur; "batı herşeyi bizden aldı" tezi kitapta august bebel tarafından da sık sık dile getiriliyor. endülüs'ün ve scilyanın müslümanlar tarafından getirilen gelişmişlik düzeyinin rönesansın çıkış noktası olduğuna dair tezleri kuvvetlendiren bir kitap olduğu söylenebilir.