Fatmagül Demirel, orta ögrenimini Ispartanın Senirkent ilçesinde tamamladıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde II. Abdülhamid Döneminde Sansür konulu tez ile yüksek lisans, Adliye Nezaretinin Kuruluşu ve Faaliyetleri (1876-1914) konulu tez ile doktora öğrenimini tamamladı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Sansür kitabı pek çok açıdan önem verilmesi gereken bir çalışmadır. Konuyla ilgili arşiv kaynaklarını ortaya çıkararak ayrıntılı olarak tahlil eden bu eser, her şeyden önce, şimdiye kadar genellikle sansüre tabi tutulanlar gözünden ve uygulamada ortaya çıkan gülünç misaller yardımıyla değerlendirdiğimiz dönem sansürünü tarihî bağlamı çerçevesinde algılayabilmemizi mümkün kılmaktadır. Bunun yanı sıra çalışma dönem sansürünün, kendisiyle eşanlı olarak uygulanan bir dizi siyasetle birlikte ve basit, keyfî bir yasakçılığın ötesinde değerlendirilmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır. Elimizdeki eser, bu niteliğiyle, II. Abdülhamid dönemini basit bir ancien régime ve izleyicisi yapıların karşı tezi olarak değil, kendi tarihî bağlamında anlayabilmemizi sağlayabilecek çalışmalar arasında önemli bir yere sahip olma hususiyeti taşımaktadır.Şükrü HANİOĞLU
Fatmagül Demirel, orta ögrenimini Ispartanın Senirkent ilçesinde tamamladıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde II. Abdülhamid Döneminde Sansür konulu tez ile yüksek lisans, Adliye Nezaretinin Kuruluşu ve Faaliyetleri (1876-1914) konulu tez ile doktora öğrenimini tamamladı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Sansür kitabı pek çok açıdan önem verilmesi gereken bir çalışmadır. Konuyla ilgili arşiv kaynaklarını ortaya çıkararak ayrıntılı olarak tahlil eden bu eser, her şeyden önce, şimdiye kadar genellikle sansüre tabi tutulanlar gözünden ve uygulamada ortaya çıkan gülünç misaller yardımıyla değerlendirdiğimiz dönem sansürünü tarihî bağlamı çerçevesinde algılayabilmemizi mümkün kılmaktadır. Bunun yanı sıra çalışma dönem sansürünün, kendisiyle eşanlı olarak uygulanan bir dizi siyasetle birlikte ve basit, keyfî bir yasakçılığın ötesinde değerlendirilmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır. Elimizdeki eser, bu niteliğiyle, II. Abdülhamid dönemini basit bir ancien régime ve izleyicisi yapıların karşı tezi olarak değil, kendi tarihî bağlamında anlayabilmemizi sağlayabilecek çalışmalar arasında önemli bir yere sahip olma hususiyeti taşımaktadır.Şükrü HANİOĞLU