Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnanın merhaba kainat dedikleri sabahın, 6 Mayıs 1972 sabahının üzerinden kırk yıla yakın bir zaman geçti. Toplumların tarihi bir yana, insan ömrü açısından bile fazla uzun bir süre sayılmaz bu. Tarihin soğukluğuna gömülmeye, duygusallıktan arınmaya yetmeyecek kadar kısadır hatta.İdam Gecesi Anıları birinci elden bir tanıklık. Bu tanığın, avukat olarak bütün dava sürecinin içinde bulunan ve onlar son sözlerini haykırdıklarında bunu bizzat işiten Halit Çelenk oluşu, İdam Gecesi Anılarına bir belgesel niteliği kazandırıyor. Yalnız siyasal değil, hukuksal yönden de hayli tartışmalı olan ve artık bulunamayacak olan karar metinlerinin de bu kitapta yer almış olması, bu belgeselliği güçlendiriyor. Kitabı okudukça geçmişteki bazı karanlık noktalar yavaş yavaş aydınlanıyor. Yakın tarihimizin en trajik olaylarından birine bizzat tanık olmuş olan Halit Çelenkin anılarını okumak, gerçekten heyecan verici bir anımsama süreci.
Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnanın merhaba kainat dedikleri sabahın, 6 Mayıs 1972 sabahının üzerinden kırk yıla yakın bir zaman geçti. Toplumların tarihi bir yana, insan ömrü açısından bile fazla uzun bir süre sayılmaz bu. Tarihin soğukluğuna gömülmeye, duygusallıktan arınmaya yetmeyecek kadar kısadır hatta.İdam Gecesi Anıları birinci elden bir tanıklık. Bu tanığın, avukat olarak bütün dava sürecinin içinde bulunan ve onlar son sözlerini haykırdıklarında bunu bizzat işiten Halit Çelenk oluşu, İdam Gecesi Anılarına bir belgesel niteliği kazandırıyor. Yalnız siyasal değil, hukuksal yönden de hayli tartışmalı olan ve artık bulunamayacak olan karar metinlerinin de bu kitapta yer almış olması, bu belgeselliği güçlendiriyor. Kitabı okudukça geçmişteki bazı karanlık noktalar yavaş yavaş aydınlanıyor. Yakın tarihimizin en trajik olaylarından birine bizzat tanık olmuş olan Halit Çelenkin anılarını okumak, gerçekten heyecan verici bir anımsama süreci.