Küreselleşmenin ulusal sınırları aşındırdığı bir süreçte ulusdevlet kavramı tartışmaların odağında yer almaktadır. Bir modernleşme projesi olarak ortaya çıkan ulusdevleti oluşturan kavramsal çerçevenin bugünkü şartlarda ne anlama geldiği üzerinde yoğun tartışmalar yapılmaktadır.Türkiye bağlamında egemenlik ve bağımsızlık gibi ulusdevletin temelini oluşturan esaslar tartışılırken, bunların kendine özgü tarihsel, kültürel ve siyasal bir sürecin sonucu olduğu hatırlanmalıdır. Bu tarihsel süreç iyi anlaşılmadan bugünkü tartışmaların sağlıklı bir zemine oturtulması mümkün değildir.Misâk-ı Millî sadece ulusal sınırları belirleyen bir kavram olmaktan öte, bir imparatorluğun yerine kurulan ulusdevleti oluşturan temel unsurlara gönderme yapar. Askerî ve siyasî bağımsızlığı çağrıştırdığı kadar bu sınırları kendine hayat alanı olarak seçen unsurların kimlik tanımını da içerir. Bu anlamda Misâk-ı Millî, siyasî olduğu kadar kültürel boyutu da olan, modern ulus kavramını aşan, tarihî, kültürel ve dinî bir içeriğe sahip ulus ve azınlık tanımı yapar.Bu kitap, küreselleşme ile birlikte Türkiyede de tartışılan ulus, egemenlik, bağımsızlık gibi kavramların ve azınlık tanımı gibi meselelerin Misâk-ı Millî çerçevesinde ne anlama geldiğini irdeliyor. Yetkin bir tarihçinin titiz çalışmasıyla ortaya koyduğu bu çalışma tartışmalara yeni boyutlar katıyor.
Küreselleşmenin ulusal sınırları aşındırdığı bir süreçte ulusdevlet kavramı tartışmaların odağında yer almaktadır. Bir modernleşme projesi olarak ortaya çıkan ulusdevleti oluşturan kavramsal çerçevenin bugünkü şartlarda ne anlama geldiği üzerinde yoğun tartışmalar yapılmaktadır.Türkiye bağlamında egemenlik ve bağımsızlık gibi ulusdevletin temelini oluşturan esaslar tartışılırken, bunların kendine özgü tarihsel, kültürel ve siyasal bir sürecin sonucu olduğu hatırlanmalıdır. Bu tarihsel süreç iyi anlaşılmadan bugünkü tartışmaların sağlıklı bir zemine oturtulması mümkün değildir.Misâk-ı Millî sadece ulusal sınırları belirleyen bir kavram olmaktan öte, bir imparatorluğun yerine kurulan ulusdevleti oluşturan temel unsurlara gönderme yapar. Askerî ve siyasî bağımsızlığı çağrıştırdığı kadar bu sınırları kendine hayat alanı olarak seçen unsurların kimlik tanımını da içerir. Bu anlamda Misâk-ı Millî, siyasî olduğu kadar kültürel boyutu da olan, modern ulus kavramını aşan, tarihî, kültürel ve dinî bir içeriğe sahip ulus ve azınlık tanımı yapar.Bu kitap, küreselleşme ile birlikte Türkiyede de tartışılan ulus, egemenlik, bağımsızlık gibi kavramların ve azınlık tanımı gibi meselelerin Misâk-ı Millî çerçevesinde ne anlama geldiğini irdeliyor. Yetkin bir tarihçinin titiz çalışmasıyla ortaya koyduğu bu çalışma tartışmalara yeni boyutlar katıyor.