Toplumsal belirlenmişlikten kurtulmak mümkün müdür?Mannheim, belirlenmişliğe en çok tabii olanların özgürlükten bahsedenler olduğu, öte yandan, toplumsal belirlenimde ısrar edenlerin, Paradoksal bir biçimde, bu belirlenmişliğin üstesinden gelme konusunda en avantajlı konumda olduğu görüşündedir.O halde, toplumsal belirlenmişlikten bahiste en ileri noktada görünen Marksizm, belirlenmişlikten ne kadar muaftır? Marksizm, karşı tarafa uyguladığı yöntemi kendine uygulamamaktadır Mannheime göre.Düşüncenin varoluşa bağlılığını ana sav olarak kabul eden Mannheim, bu problematiği, simgesel nitelikte iki kavramla, ideoloji ve ütopya ile karşılamaya yönelir ve kitabına da, problemin bu yönünü vurguladığını ifade etmek üzere bu adı verir.Ezilenler, mevcut gerçekliği görmezden gelir, somut koşulların analizini hedefleyen bir düşünce biçimi oluşturamazlar. Onların düşüncesi ütopiktir. Mannheim, bu görüşüyle, Durheimın sosyalizmin ezilenlerin acı çığlığı olduğuna ilişkin düşüncesini çağrıştırır. Ama Mannheimın yüreğinin ütopyalara kaydığı gözden kaçmaz.Serbestçe süzülen entelijensiya, toplumsal belirlenim ilişkilerini aşma konusunnda özel bir yere sahiptir. Bu tabaka, bilginin önkoşulu olan mesafe koymanın sosyolojik karşılığıdır. Entelijensiya, partili olsa bile, bu bütünsel konumunu koruyabilir.Ezilenlerin bilinen argümanlarının uçuculaştığına ilişkin yaygın bir kabulün olduğu günümüzde, İdeoloji ve Ütopyanın, ezilenlere argüman arayışı için bir eksen olacağı umulur.
******
İlerici kişi bugününü geleceğin başlangıcı olarak görürken, muhafazakâr kişi bugününü geçmişin son safhası olarak görür. (1927)Her bilgi sosyolojisinin ve ideoloji araştırmasının en önemli sorunu tüm düşünce ve kavrayışın varlığa bağlı olmasıdır.(1927)İdeoloji ve Ütopya çalışması, ideoloji teorisi açısından öncü çalışmalardan birisidir. Hem konunun derlenip toparlanması hem de meselelere ışık tutulması bakımından bir temel kaynak sayılabilir. Epistemolojik ve epistemoloji dışı ideoloji değerlendirmesinin izini süren ve bu eğilimlerin yürüttüğü tartışmalar doğrultusunda ideoloji teorisini belirgin bir çerçeveye oturtan, ilk olarak Karl Mannheim olmuştur.
******
Toplumsal belirlenmişlikten kurtulmak mümkün müdür?Mannheim, belirlenmişliğe en çok tabii olanların özgürlükten bahsedenler olduğu, öte yandan, toplumsal belirlenimde ısrar edenlerin, Paradoksal bir biçimde, bu belirlenmişliğin üstesinden gelme konusunda en avantajlı konumda olduğu görüşündedir.O halde, toplumsal belirlenmişlikten bahiste en ileri noktada görünen Marksizm, belirlenmişlikten ne kadar muaftır? Marksizm, karşı tarafa uyguladığı yöntemi kendine uygulamamaktadır Mannheime göre.Düşüncenin varoluşa bağlılığını ana sav olarak kabul eden Mannheim, bu problematiği, simgesel nitelikte iki kavramla, ideoloji ve ütopya ile karşılamaya yönelir ve kitabına da, problemin bu yönünü vurguladığını ifade etmek üzere bu adı verir.Ezilenler, mevcut gerçekliği görmezden gelir, somut koşulların analizini hedefleyen bir düşünce biçimi oluşturamazlar. Onların düşüncesi ütopiktir. Mannheim, bu görüşüyle, Durheimın sosyalizmin ezilenlerin acı çığlığı olduğuna ilişkin düşüncesini çağrıştırır. Ama Mannheimın yüreğinin ütopyalara kaydığı gözden kaçmaz.Serbestçe süzülen entelijensiya, toplumsal belirlenim ilişkilerini aşma konusunnda özel bir yere sahiptir. Bu tabaka, bilginin önkoşulu olan mesafe koymanın sosyolojik karşılığıdır. Entelijensiya, partili olsa bile, bu bütünsel konumunu koruyabilir.Ezilenlerin bilinen argümanlarının uçuculaştığına ilişkin yaygın bir kabulün olduğu günümüzde, İdeoloji ve Ütopyanın, ezilenlere argüman arayışı için bir eksen olacağı umulur.
******
İlerici ... tümünü göster
Karton Cilt, 336 sayfa
2002 tarihinde, Epos Yayınları tarafından yayınlandı