Ünlü Arap yazar Emîn er-Reyhânî, göç ettiği Amerika Birleşik Devletleri'nden Doğu'ya döndükten ve Doğu krallıklarına birkaç gezi yaptıktan sonra bir dizi kitap yazmıştır. Bu kitapların en meşhuru ve en faydalısı Irak'ın Kalbi isimli kitabıdır ki, bu kitap, XX. yüzyılın ilk yarısında, 1920-1930 yılları arasında gerçekleşen Irak Devrimi'ni çeşitli yönleriyle ele almakta, o dönemde Arapları ve Iraklıları ilgilendiren bütün konularla ilgili yazarın kişisel görüşlerini içermektedir. Bu bakımdan o, tarih, edebiyat ve siyâset kitabıdır.
Reyhânî, adı geçen kitabını 1922 yılında Bağdat'ı ilk ziyaretinden sonra, siyâset, edebiyat ve kültürün o dönemdeki en önemli temsilcileriyle görüşmeler yaptıktan sonra yazmıştır. Reyhânî, işgalci İngilizlerin yönetim ve egemenliği Iraklılara devretmeyi kabul ettiği büyük devrimden sonra Irak'ı ziyaret etmiş ve Bağdat'ta görkemli bir törenle karşılanmıştır. Çünkü Arap halkı onu her şeye isyan eden bir Arap yazar olarak görüyordu; içinde yetiştiği topluma karşı çıkan, terk ettiği Doğu'ya ve göç ettiği Batı'ya karşı isyan bayrağını açan birisiydi o. Otuz yıldan daha fazla bir süre önce Reyhânî, Irak'ın Kalbi'nde güzel gördüğü veya çirkin bulduğu görüşlerine yer vermiştir. Yazar, Bağdat'ın rûhunu şu sözlerle dile getirmektedir: "Bağdat'ın ruhu lâ havle çekerek her şeye sabır göstermek ve kadere teslim olmaktır. Huzursuzluk ve azgınlıktır. Allah korkusu ve günahtan sakınma duygusudur. Bağdat'ın rûhu günümüzde ise petroldür. Belki de petrol gelecekte Bağdat'ın en büyük kimyasal can damarı ve o zamanın berrak ve boğucu potasındaki bileşik rûhu olacaktır."
Ünlü Arap yazar Emîn er-Reyhânî, göç ettiği Amerika Birleşik Devletleri'nden Doğu'ya döndükten ve Doğu krallıklarına birkaç gezi yaptıktan sonra bir dizi kitap yazmıştır. Bu kitapların en meşhuru ve en faydalısı Irak'ın Kalbi isimli kitabıdır ki, bu kitap, XX. yüzyılın ilk yarısında, 1920-1930 yılları arasında gerçekleşen Irak Devrimi'ni çeşitli yönleriyle ele almakta, o dönemde Arapları ve Iraklıları ilgilendiren bütün konularla ilgili yazarın kişisel görüşlerini içermektedir. Bu bakımdan o, tarih, edebiyat ve siyâset kitabıdır.
Reyhânî, adı geçen kitabını 1922 yılında Bağdat'ı ilk ziyaretinden sonra, siyâset, edebiyat ve kültürün o dönemdeki en önemli temsilcileriyle görüşmeler yaptıktan sonra yazmıştır. Reyhânî, işgalci İngilizlerin yönetim ve egemenliği Iraklılara devretmeyi kabul ettiği büyük devrimden sonra Irak'ı ziyaret etmiş ve Bağdat'ta görkemli bir törenle karşılanmıştır. Çünkü Arap halkı onu her şeye isyan eden bir Arap yazar olarak görüyordu; içinde yetiştiği topluma karşı çıkan, terk ettiği Doğu'ya ve göç ettiği Batı'ya karşı isyan bayrağını açan birisiydi o. Otuz yıldan daha fazla bir süre önce Reyhânî, Irak'ın Kalbi'nde güzel gördüğü veya çirkin bulduğu görüşlerine yer vermiştir. Yazar, Bağdat'ın rûhunu şu sözlerle dile getirmektedir: "Bağdat'ın ruhu lâ havle çekerek her şeye sabır göstermek ve kadere teslim olmaktır. Huzursuzluk ve azgınlıktır. Allah korkusu ve günahtan sakınma duygusudu... tümünü göster
Karton Cilt, 296 sayfa
2006 tarihinde, Anka Yayınları tarafından yayınlandı