İnsan düşüncesini en çok meşgul eden problemler arasında en başta insanın nasıl yaşayacağı sorusu gelmektedir. Bu soru aslında ahlakî bir sorudur. Çünkü nasıllık bir olgu ifade etmekten ziyade değer ifade eden bir terimdir. Bu açıdan bakınca insanın yapıp etmelerinde bir ölçünün olması, olabileceği ya da insanın nasıl sorusuna kendisinin cevap bulabileceği fikrinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu da bizi insan fiillerinin temellendirilmesi problemi ile karşı karşıya getirmektedir. Fakat sonsuz karmaşa içinde, belirsiz bir alemde insanın bir şeyler yapıp etmesi, ahlakî düzen ve sistemler ortaya koyabilmesi imkansızdır. Bu açıdan alemdeki itkan ve ihkam üzere yaratılmış olma bir tayin ve tertibin, bir takdirin eseri değil midir? Her varlığın en azından tabii hayatını idame ettirmesinde zorunlu olarak uymak durumunda olduğu kaideler yok mudur? Şüphesiz bu suallere müsbet cevap vermek ve aynı zamanda insan hürriyetini temellendirmek paradoksal görünen bir kabulü aklîleştirmek gibi gelmektedir. Ancak insan düşüncesi için bu meselede başka çıkar yol da yoktur...
İnsan düşüncesini en çok meşgul eden problemler arasında en başta insanın nasıl yaşayacağı sorusu gelmektedir. Bu soru aslında ahlakî bir sorudur. Çünkü nasıllık bir olgu ifade etmekten ziyade değer ifade eden bir terimdir. Bu açıdan bakınca insanın yapıp etmelerinde bir ölçünün olması, olabileceği ya da insanın nasıl sorusuna kendisinin cevap bulabileceği fikrinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu da bizi insan fiillerinin temellendirilmesi problemi ile karşı karşıya getirmektedir. Fakat sonsuz karmaşa içinde, belirsiz bir alemde insanın bir şeyler yapıp etmesi, ahlakî düzen ve sistemler ortaya koyabilmesi imkansızdır. Bu açıdan alemdeki itkan ve ihkam üzere yaratılmış olma bir tayin ve tertibin, bir takdirin eseri değil midir? Her varlığın en azından tabii hayatını idame ettirmesinde zorunlu olarak uymak durumunda olduğu kaideler yok mudur? Şüphesiz bu suallere müsbet cevap vermek ve aynı zamanda insan hürriyetini temellendirmek paradoksal görünen bir kabulü aklîleştirmek gibi gelmektedir. Ancak insan düşüncesi için bu meselede başka çıkar yol da yoktur...