XIX. yüzyılın ortalarından itibaren batıcı Osmanlı aydını ''materyalizm''le tarihsel buluşmasını gerçekleştirir. Aslında o bu buluşmaya ne erken gitmiş ve ne de geç kalmıştır; tam zamanında oradadır. Ahmet Mithat, Beşir Fuad, Abdullah Cevdet... Her üçü de terakki (ilerleme) fikrinin Osmanlı topraklarına ışığını düşürme mücadalesinin bedelini ödemişlerdir. Aynı dönem Avrupa´da Edward Said´in nitelemesiyle ''Şarkiyatçılık mesleğinin'' de doğuşuna denk gelir. Batıcı Osmanlı aydınlarının terakki fikriyle bu meslekle de yollarının kesişmesi elbette kaçınılmazdır. Abdullah Cevdet ve Beşir Fuad, bir yere kadar yanlış okumuş da olsalar evrim düşüncesinin ilerlemenin bir parçası olduğunu sezinlemişler ve bu onlarda bir aydınlanma refleksinin gelişmesinin de önünü açmıştır. Abdullah Cevdet´i Şarkiyatçılık mesleğinin en önemli temsilcilerinden biri olan Reinhart Dozy´nin bu eseriyle buluşturan da aydınlanma refleksidir. Dozy´nin İslam Tarihi´ni Osmanlıca´ya çevirirken İslam toplumunda bu çalışmanın yayınlanmasının kendisi için yaratacağı sonuçlardan çok ilerleme düşüncesinin olmazsa olmazlarından olan şüpheci yaklaşımın bir örneğini sunma çabasını önemsediğini bugün söylemek olanaklı. Bu bugün de ısrarla vurguladığımız ''aydın tavrının'' bir örneği değil mi? İslam Tarihi, şarkiyatçılık mesleğinden Dozy ile ilerlemeci, aydınlanmacı Abdullah Cevdet´in buluşmasındaki tarihsel ânın önemli bir kanıtı tabii bu ânın gerilimini bugün bile duyumsayabilenler için!
XIX. yüzyılın ortalarından itibaren batıcı Osmanlı aydını ''materyalizm''le tarihsel buluşmasını gerçekleştirir. Aslında o bu buluşmaya ne erken gitmiş ve ne de geç kalmıştır; tam zamanında oradadır. Ahmet Mithat, Beşir Fuad, Abdullah Cevdet... Her üçü de terakki (ilerleme) fikrinin Osmanlı topraklarına ışığını düşürme mücadalesinin bedelini ödemişlerdir. Aynı dönem Avrupa´da Edward Said´in nitelemesiyle ''Şarkiyatçılık mesleğinin'' de doğuşuna denk gelir. Batıcı Osmanlı aydınlarının terakki fikriyle bu meslekle de yollarının kesişmesi elbette kaçınılmazdır. Abdullah Cevdet ve Beşir Fuad, bir yere kadar yanlış okumuş da olsalar evrim düşüncesinin ilerlemenin bir parçası olduğunu sezinlemişler ve bu onlarda bir aydınlanma refleksinin gelişmesinin de önünü açmıştır. Abdullah Cevdet´i Şarkiyatçılık mesleğinin en önemli temsilcilerinden biri olan Reinhart Dozy´nin bu eseriyle buluşturan da aydınlanma refleksidir. Dozy´nin İslam Tarihi´ni Osmanlıca´ya çevirirken İslam toplumunda bu çalışmanın yayınlanmasının kendisi için yaratacağı sonuçlardan çok ilerleme düşüncesinin olmazsa olmazlarından olan şüpheci yaklaşımın bir örneğini sunma çabasını önemsediğini bugün söylemek olanaklı. Bu bugün de ısrarla vurguladığımız ''aydın tavrının'' bir örneği değil mi? İslam Tarihi, şarkiyatçılık mesleğinden Dozy ile ilerlemeci, aydınlanmacı Abdullah Cevdet´in buluşmasındaki tarihsel ânın önemli bir kanıtı tabii bu ânın gerilimini bugün b... tümünü göster