Elinizdeki derleme, hayatını Hıristiyanlığın Anglikan mezhebinin etkisinde şekillendirmiş, fakat nihayetinde evini İslâm inancına inşa etmiş bir teoloğun çalışmasıdır. İngiliz bir Müslüman olarak yazar, Müslüman Hıristiyan diyaloğu bağlamında kaleme aldığı makalelerinde İslâmî hakikati Hıristiyanların da anlayabileceği bir dille açıklamaya çalışıyor. Her iki din için de anlamlı olan kişi ve sembollerden hareketle, Batılı Müslüman bir düşünürün perspektifiyle derinlikli analizler yürütüyor.Bugün manevi anlamda kendini hadım etmiş bulunan Batı, kendi bireysellik projesi uğruna, sahip olduğu güzelliğin kaynağına düşman kesildi. İslamın bu çocukça projeyi toptan reddetmesi zamanımızın en mühim hakikatidir. Müslümanların, insanlığın cinsellik, ibadet, sanat ve anlam hususlarında sahip olduğu tarihî mâkule yapışmadaki inatları, Tanrının süregiden ihsanının şaşmaz işaretidir.Günümüzde çelik kadar sert bir kabuğa hapsedilmiş bulunan modernite, insanı da tek boyutlu, aslına yabancılaşmış bir varlık haline getirmiştir. Modern zihniyetin yerin üstündeki cehennemi ebedileştirmek isteyen tutumuna karşı tek çare, İlâhî çağrıya kulak vermektir. Yazarın da söylediği gibi, insanın fıtratını ve ilahi ihsanın mucizevi muhafazasını dikkate aldığımızda, umutsuz olmak için ortada bir sebep kalmıyor.
Elinizdeki derleme, hayatını Hıristiyanlığın Anglikan mezhebinin etkisinde şekillendirmiş, fakat nihayetinde evini İslâm inancına inşa etmiş bir teoloğun çalışmasıdır. İngiliz bir Müslüman olarak yazar, Müslüman Hıristiyan diyaloğu bağlamında kaleme aldığı makalelerinde İslâmî hakikati Hıristiyanların da anlayabileceği bir dille açıklamaya çalışıyor. Her iki din için de anlamlı olan kişi ve sembollerden hareketle, Batılı Müslüman bir düşünürün perspektifiyle derinlikli analizler yürütüyor.Bugün manevi anlamda kendini hadım etmiş bulunan Batı, kendi bireysellik projesi uğruna, sahip olduğu güzelliğin kaynağına düşman kesildi. İslamın bu çocukça projeyi toptan reddetmesi zamanımızın en mühim hakikatidir. Müslümanların, insanlığın cinsellik, ibadet, sanat ve anlam hususlarında sahip olduğu tarihî mâkule yapışmadaki inatları, Tanrının süregiden ihsanının şaşmaz işaretidir.Günümüzde çelik kadar sert bir kabuğa hapsedilmiş bulunan modernite, insanı da tek boyutlu, aslına yabancılaşmış bir varlık haline getirmiştir. Modern zihniyetin yerin üstündeki cehennemi ebedileştirmek isteyen tutumuna karşı tek çare, İlâhî çağrıya kulak vermektir. Yazarın da söylediği gibi, insanın fıtratını ve ilahi ihsanın mucizevi muhafazasını dikkate aldığımızda, umutsuz olmak için ortada bir sebep kalmıyor.