İslamiyet öncesi Türk inancından söz etmek, evrensel bir kültürden söz etmektir. Oğuz Türklerinin insanlığın ANA kültüründen alıp getirdiği ve töre yolu olarak yaşatmaya çalıştığı...Gırik, Mujik, Fenik, Finik gibi adlarla anılan toplulukların kendi zamanları içerisinde, kendi renk ve yollarıyla taşıdıkları ve yaşatmaya çalıştıkları...İnsanlığın binlerce yıllık serüveninde bu kültür kırıldı, parçalandı. Dağılan parçacıkları Hititlerde kayalara yazıldı... Çatalhöyükte duvarlara çizildi... Firiglerde deniz ticaretinin içinde boğuldu. İran içlerinde Zerdüşün dudaklarında bir haykırış oldu... Eski Yunanda Kinik feylosofu Diyojenle fıçıya girdi...Ne tarihimiz ve ne de kültürümüz bütünlükçü bir gözle görülmedi... Oysa töresel yaşamımız içinde her bir ayrıntı, binlerce yıldır süregelen bir yaşam ve inanç biçiminin bütüne bağlı ve onu anlamlandıran parçalarıydı...Bu kitapta zamanın zalim yollarında damla damla eriyip toprağa karışan bir kültürden söz ediyoruz...
İslamiyet öncesi Türk inancından söz etmek, evrensel bir kültürden söz etmektir. Oğuz Türklerinin insanlığın ANA kültüründen alıp getirdiği ve töre yolu olarak yaşatmaya çalıştığı...Gırik, Mujik, Fenik, Finik gibi adlarla anılan toplulukların kendi zamanları içerisinde, kendi renk ve yollarıyla taşıdıkları ve yaşatmaya çalıştıkları...İnsanlığın binlerce yıllık serüveninde bu kültür kırıldı, parçalandı. Dağılan parçacıkları Hititlerde kayalara yazıldı... Çatalhöyükte duvarlara çizildi... Firiglerde deniz ticaretinin içinde boğuldu. İran içlerinde Zerdüşün dudaklarında bir haykırış oldu... Eski Yunanda Kinik feylosofu Diyojenle fıçıya girdi...Ne tarihimiz ve ne de kültürümüz bütünlükçü bir gözle görülmedi... Oysa töresel yaşamımız içinde her bir ayrıntı, binlerce yıldır süregelen bir yaşam ve inanç biçiminin bütüne bağlı ve onu anlamlandıran parçalarıydı...Bu kitapta zamanın zalim yollarında damla damla eriyip toprağa karışan bir kültürden söz ediyoruz...