İstanbul: Zamanın Suya İzinde Tuncer Erdem geçip giden zamanı duyuruyor, kendi İstanbulunun eski köşelerini gezdiriyor: Kırk beş desenli şiirle hüzünlü bir İstanbul turuna çıkarıyor.İstanbula bak ey okur. Zamanın taze yaralar açıp eski izleri kapattığı; yeni tüneller, çukurlar kazıp eski dehlizleri, sarnıçları doldurduğu; her geçen gün kılık değiştiren, eskinin üzerine betonlar örten, zamanın aralıksız darbeleriyle durmadan biçim değiştiren şu şehre bir bak. Bugün baktığın şehir yarın aynısı olmayacak. Senin bir rüya gibi geçip giden hayatın, sürekli değişen bu koca şehrin hayatında, topuklarının eskittiği bir merdiven basamağı, okulda sırana kazıdığın bir yazı, bir fotoğrafçının arşivindeki vesikalık bir fotoğraf olarak kalacak. Ama bu şehir senin anılarında derin izler bırakacak. Denizi, insanları, ağaçları, binaları, sokakları, merdivenleri ve mezarlıklarıyla...
İstanbul: Zamanın Suya İzinde Tuncer Erdem geçip giden zamanı duyuruyor, kendi İstanbulunun eski köşelerini gezdiriyor: Kırk beş desenli şiirle hüzünlü bir İstanbul turuna çıkarıyor.İstanbula bak ey okur. Zamanın taze yaralar açıp eski izleri kapattığı; yeni tüneller, çukurlar kazıp eski dehlizleri, sarnıçları doldurduğu; her geçen gün kılık değiştiren, eskinin üzerine betonlar örten, zamanın aralıksız darbeleriyle durmadan biçim değiştiren şu şehre bir bak. Bugün baktığın şehir yarın aynısı olmayacak. Senin bir rüya gibi geçip giden hayatın, sürekli değişen bu koca şehrin hayatında, topuklarının eskittiği bir merdiven basamağı, okulda sırana kazıdığın bir yazı, bir fotoğrafçının arşivindeki vesikalık bir fotoğraf olarak kalacak. Ama bu şehir senin anılarında derin izler bırakacak. Denizi, insanları, ağaçları, binaları, sokakları, merdivenleri ve mezarlıklarıyla...