Jean Baudrillard, Batı kültürünün bir dizi simülasyon modeli ya da düzeni olarak gelişmiş olduğu yönündeki meydan okuyucu teziyle dikkat çekmiştir. Hipergerçeklik kavramı, onun simülasyonun üçüncü düzeni adını verdiği şeye egemendir. Bu kitap, Baudrillard düşüncesine genel bir giriş sağlarken, onun hipergerçekliğin ötesinde ve dördüncü düzen içinde modern kültür ve radikal belirsizlik çözümlemesini haritalandırma yönünde ilk girişimdir. Burada Mike Gane, Baudrillardın anahtar kavramlarını sunuyor ve postmodernizm, feminizm, teknoloji, sanat, savaş, zaman ve politika gibi özgül alanların çözümlenmesine yaptığı katkıyı inceliyor. Gane, Baudrillardı, sanallaştıkça aşırı fenomenlerin istilasıyla karakterize edilen bir dünyada, kırılganlık ve kararlaştırılamazlık teorisyeni olarak konumlandırıyor. Baudrillardın radikal belirsizliğe karşı geç dönem ilgisini ve daha yakın zamanlı düşünceler ve teoriler ışığında erken dönem düşüncesini yeniden-yapılandırma tarzını çözümlerken Gane, Baudrillardın eserlerindeki yeni gelişimlerin, aşırılıklar dünyası üzerine daha uygun bir düşünüm olduğunu öne sürüyor. Bu giriş, Baudrillardın eserlerine yönelik muhafazakâr tepkilere açıkça meydan okuyor ve simülasyonun dördüncü düzeninin önemini vurguluyor.
Jean Baudrillard, Batı kültürünün bir dizi simülasyon modeli ya da düzeni olarak gelişmiş olduğu yönündeki meydan okuyucu teziyle dikkat çekmiştir. Hipergerçeklik kavramı, onun simülasyonun üçüncü düzeni adını verdiği şeye egemendir. Bu kitap, Baudrillard düşüncesine genel bir giriş sağlarken, onun hipergerçekliğin ötesinde ve dördüncü düzen içinde modern kültür ve radikal belirsizlik çözümlemesini haritalandırma yönünde ilk girişimdir. Burada Mike Gane, Baudrillardın anahtar kavramlarını sunuyor ve postmodernizm, feminizm, teknoloji, sanat, savaş, zaman ve politika gibi özgül alanların çözümlenmesine yaptığı katkıyı inceliyor. Gane, Baudrillardı, sanallaştıkça aşırı fenomenlerin istilasıyla karakterize edilen bir dünyada, kırılganlık ve kararlaştırılamazlık teorisyeni olarak konumlandırıyor. Baudrillardın radikal belirsizliğe karşı geç dönem ilgisini ve daha yakın zamanlı düşünceler ve teoriler ışığında erken dönem düşüncesini yeniden-yapılandırma tarzını çözümlerken Gane, Baudrillardın eserlerindeki yeni gelişimlerin, aşırılıklar dünyası üzerine daha uygun bir düşünüm olduğunu öne sürüyor. Bu giriş, Baudrillardın eserlerine yönelik muhafazakâr tepkilere açıkça meydan okuyor ve simülasyonun dördüncü düzeninin önemini vurguluyor.