Yazar, Kahire Kitabında bir Türk öğrencinin gözünden Kahireyi ve Mısır insanını anlatıyor. Mısırı görmek isteyenler için bir rehber niteliği taşıyan kitapta Kahirenin entelektüel ortamı da detaylı şekilde yer alıyor. Örneğin Nobel Ödüllü romancı Necip Mahfuzun kitaplarını hangi kahvede kaleme aldığını da yazardan öğreniyoruz. Necip Mahfuzun yanı sıra kitapları ve fikirleriyle Türkiyede de tanınan Muhammed Umara, Hasan Hanefi, Muhammed Gazali, Zeynep Gazali, Fehmi Şinnavi, Safinaz Kazım, Mustafa Meşhur, Memun El Hudeybi, Seyfülislam El Benna, Ahmet Raif, Seyyid Sabık, Fehmi Huveydi gibi aydınlarla bire bir yaşadığı anılardan da önemli anekdotlar yer alıyor kitapta. Sözü edilen aydınların Türkiyede bilinmeyen yönleri de anlatılıyor. Mısırın İslamcı ve laik aydınlarıyla, Türkiyenin İslamcı ve Laik aydınlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları kolaylıkla gözlemleyebiliyorsunuz. NİLÜFER GÖLENİN KAHİREDEKİ DOSTLARI Yıllarca Kahirede kalan yazar, daha sonra da çeşitli araştırmalar nedeniyle Kahireye gidip geldi. Bu yolculukların bir kısmını Prof. Nilüfer Göle ile birlikte gerçekleşti. Gölenin Mısırda yaptığı araştırmalarda hep yanında olan, çevirmenlik ve mihmandarlık yapan Okumuş, Gölenin Kahiredeki İslamcı aydınlarla kurduğu diyaloglara ilişkin anekdotlara da yer veriyor. Nilüfer Gölenin Muhammed Umara ve Fehmi Şinnavi gibi aydınlarla kurduğu diyalog ve dostluğun izleri yansıyor kitaba. MISIR KADINLARI ÇOK RAHATLAR Mısır kadınının Türkiyedeki geleneksel kadın konumunun çok üstünde ve serbest olduklarına dikkat çeken Yazarın bu konudaki gözlemleri şöyle: Kadınlar onurlu ve hırslı. Her konuda erkeklerle yarış halindeler. Erkeğe itaatten çok, onunla ortak/eşit olma, hatta erkeğe tahakküm etme duygusu ağır basıyor. Genellikle orta boylu, aşırı şişmanlar. Geleneksel olarak, yabancı bir erkekle çok samimi olarak konuşabilmekte, birlikte oturabilmekte ve bunu tabi karşılamaktalar. Kadınlar mümkün mertebe mülkiyeti ellerinde bulunduruyorlar. Şehir trafiğinde özel otomobil kullananların neredeyse yarıya yakını kadın Yazarın tanık olduğu bir olay ise şöyledir: Bir defasında cuma namazına giderken şahit olduğum bir enstantane: Yukarı Mısırlı geleneksel sarık ve cübbesi içinde bir adamla geleneksel kıyafetleri içinde Mısırlı bir bayan karşılaştılar. Selamlaştılar. Erkek tokalaşmak için elini uzattı. Kadında elini uzattı ama, biraz isteksiz. -Cumaya gideceksiniz, abdestlisin. Erkek Maliş(önemli değil) yeniden abdest alırım. Yani mesele yalnızca abdest tazelemeyi gerektirecek denli basit görülebiliyor. Yazar Mısırda gördüğü farklıkların büyük kısmının Şafii mezhebinden kaynaklandığını belirtiyor. KONSOLOSUN TÜRK ÖĞRENCİLERE YAPTIĞI! Kahire Kitabında yazarın Kahirede iken tanık olduğu pek çok siyasi olaya ilişkin gözlemleri de yer alıyor. Örneğin Türkiyede de bilinen ancak detayları hakkında bilgi bulunmayan Nasır Ebu Zeyd Olayının arkaplanı ve Mısır aydınları arasındaki çatışmaların şeklini ve nedenlerini izleyebilirsiniz. Kitapta ayrıca Kahire ile özdeşleşmiş olan El Ezher Üniversitesi ile ilgili önemli bilgilere de yer veriliyor. Bu arada Türkiyeden din bilimleri okumak amacıyla Ezhere giden öğrencilerle ilgili çarpıcı bilgiler de kitabın konularından biridir. Ezherde yapılan futbol maçlarında birinci olan Türk öğrenciler takımı, kupayı alması içi Türk konsolosunu davet ederler. Konsolusun verdiği cevap ise ilginçtir: Ben sizi tanımıyorumki kupanızı alıyım. Yazar, El Ezherin sistem içindeki yerini, Camilerin ve din adamlarının toplum içindeki konumlarını da anlatıyor. ŞEKER TÜKETİMİ ULUSAL SORUN Kahirenin kültür ve sosyal hayatını da yakından gözlemleyen Yazar, Mısır-Arap insanını büyüteç altına alarak anlatmayı seçmiş. Mısırlıların günlük hayatları, dünyaya, dine ve zamana bakışları konusunda çarpıcı bilgiler veriyor. Öte yandan yazar, Mısır mutfağı, Mısırlıların beslenme alışkanlıklarını da göz ardı etmemiş. Şekerin Mısır insanı için vazgeçilmez bir alışkanlık olduğunu şu sözlerle aktarıyor: Mısırlıların çayı çok şekerli içmeleri kendi çapında bir ulusal sorundur. Hatta bir defasında icratın içinden, ulusa sesleniş türünden bir programda halka hitap eden Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek şu mealda bir konuşma yapmıştı: Sayın vatandaşlarım, lütfen çayınıza daha az şeker atın, şeker yetiştiremiyoruz. Biliyorsunuz bu şekerin hepsini biz üretmiyoruz. Dışardan geliyor. Döviz ödüyoruz, sonra da siz değerli halkımıza sübvansiyonlu olarak satıyoruz. Seker İthalatı bütçeye ağır bir yük teşkil ediyor. KAHİREDE YAŞAM AĞIR ÇEKİM FİLM GİBİ Yazarın Mısır insanını tanımladığı bir cümle varki romanlara konu olacak cinsten. Yazar, Mısır insanının en belirgin özelliklerinden birinin zamana karşı kayıtsızlık olduğunu belirterek, Zaman sanki işlemiyor. Randevu mefhumu yok. İstanbuldaki doğadışı aceleciliğin aksine Kahirede ölü gibi bir sakinlik hakim. Kimsenin acelesi yok. Ne yürürken, ne konuşurken, ne dövüşürken acele ediyorlar. Ağır çekim bir film gibi seyrediyor Kahirede hayat. Türkiye ve Türkler Mısırda nasıl algılanıyor, bu konuda da ilginç bilgiler yer alıyor. Kitapta Firavunların Kahiresi, Romalıların Kahiresi, Fatimilerin, Memlukların, Osmanlının Kahiresini adım adım izleyebiliyor, yazarın akıcı üslubunun sayesinde Piramitlerden Memluklardan ya da Osmanlıdan kalma bir caminin şadırvanına girebiliyor, yine boynunda haçla dolaşan rahiplerin ya da siyahlara bürünmüş rahibelerin arasından sıyrılıp bambaşka bir alemin, Müslümanların dünyasına girebiliyorsunuz. Yazar adeta adım adım sizi gezdiriyor. Necip Mahfuzun El Fişavi kahvesine giriyor, iki ayrı bardakla içilen çayınızı yudumluyor, adım başı satılan şekerkamışı suyunuzu içiyorsunuz. Derken kendinizi bir teknede buluyor, Mısırın kalbi olan Nil nehri kıyılarında geziyorsunuz. Kahire Kitabı hem bir anlatı, hem bir araştırma, hem de tarihi ve kültürel bakımdan bir gezi rehberi niteliğinde. Yazar kitabında sadece Kahireyi değil, İskenderiye başta olmak üzere pek çok şehri ve insanları hakkında da ilginç bilgiler veriyor. Mısırı tanımak isteyenler ya da Mısırı gezmek isteyenler için rehber niteliği taşıyan Kahire Kitabı diplomatlar için de bir başucu kitabı. 182 sayfadan oluşan Kahire Kitabı,Yazar Fatih Okumuşun yedinci kitabı.
Yazar, Kahire Kitabında bir Türk öğrencinin gözünden Kahireyi ve Mısır insanını anlatıyor. Mısırı görmek isteyenler için bir rehber niteliği taşıyan kitapta Kahirenin entelektüel ortamı da detaylı şekilde yer alıyor. Örneğin Nobel Ödüllü romancı Necip Mahfuzun kitaplarını hangi kahvede kaleme aldığını da yazardan öğreniyoruz. Necip Mahfuzun yanı sıra kitapları ve fikirleriyle Türkiyede de tanınan Muhammed Umara, Hasan Hanefi, Muhammed Gazali, Zeynep Gazali, Fehmi Şinnavi, Safinaz Kazım, Mustafa Meşhur, Memun El Hudeybi, Seyfülislam El Benna, Ahmet Raif, Seyyid Sabık, Fehmi Huveydi gibi aydınlarla bire bir yaşadığı anılardan da önemli anekdotlar yer alıyor kitapta. Sözü edilen aydınların Türkiyede bilinmeyen yönleri de anlatılıyor. Mısırın İslamcı ve laik aydınlarıyla, Türkiyenin İslamcı ve Laik aydınlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları kolaylıkla gözlemleyebiliyorsunuz. NİLÜFER GÖLENİN KAHİREDEKİ DOSTLARI Yıllarca Kahirede kalan yazar, daha sonra da çeşitli araştırmalar nedeniyle Kahireye gidip geldi. Bu yolculukların bir kısmını Prof. Nilüfer Göle ile birlikte gerçekleşti. Gölenin Mısırda yaptığı araştırmalarda hep yanında olan, çevirmenlik ve mihmandarlık yapan Okumuş, Gölenin Kahiredeki İslamcı aydınlarla kurduğu diyaloglara ilişkin anekdotlara da yer veriyor. Nilüfer Gölenin Muhammed Umara ve Fehmi Şinnavi gibi aydınlarla kurduğu diyalog ve dostluğun izleri yansıyor kitaba. MISIR KADINLARI ÇOK RAHATLAR Mısır kadınının Türkiyedeki geleneksel kadın konumunun çok ü... tümünü göster