Macar yazarlarından Molnaz Ferencz bir öyküsünde gördüğü bir düşten söz açar. Bu düşe göre kahveyi bulup ortaya çıkaran Molnar Ferenczin ta kendisidir. Ferencz düşünde kahve ile çörek yiyerek çok iştahlı bir kahvaltı yapmıştır. Sözde yeryüzünde bu biçim kahve içip çörek tıkınan sadece kendisiymiş. Kimse kahve nedir bilmiyormuş daha, çünkü, dedim ya kahveyi ortaya çıkaran Molnar Ferenczmiş. Ferencz kendi kendine şöyle der: -İnsanlar şu bulguyu haber alırlarsa, kahve dünyada en çok içilen şey olur. Yüz milyonlarca kişi günde birkaç kez kahve içer. Bu düşünce ile kalkar bir bankaya gider. Banka bu gibi bilgileri işletmek için para veren bir kurumdur kendisine göre. Banka genel müdürülğüne bulgusunu anlatır: -Dünyanın öbür ucuna kimi adamlar göndereceğiz. Onlar orada alçak alçak birtakım fidanlar bulacak. Bunların üzerindeki tanelerin olmuşlarını toplayacaklar. Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız. Taneler simsiyah kesilecek ve bir koku yayacak. Bu yarı yanık taneleri ezip toz haline getireceğiz. Sonra bir kabın içine su doldurup kaynatacağız.
Macar yazarlarından Molnaz Ferencz bir öyküsünde gördüğü bir düşten söz açar. Bu düşe göre kahveyi bulup ortaya çıkaran Molnar Ferenczin ta kendisidir. Ferencz düşünde kahve ile çörek yiyerek çok iştahlı bir kahvaltı yapmıştır. Sözde yeryüzünde bu biçim kahve içip çörek tıkınan sadece kendisiymiş. Kimse kahve nedir bilmiyormuş daha, çünkü, dedim ya kahveyi ortaya çıkaran Molnar Ferenczmiş. Ferencz kendi kendine şöyle der: -İnsanlar şu bulguyu haber alırlarsa, kahve dünyada en çok içilen şey olur. Yüz milyonlarca kişi günde birkaç kez kahve içer. Bu düşünce ile kalkar bir bankaya gider. Banka bu gibi bilgileri işletmek için para veren bir kurumdur kendisine göre. Banka genel müdürülğüne bulgusunu anlatır: -Dünyanın öbür ucuna kimi adamlar göndereceğiz. Onlar orada alçak alçak birtakım fidanlar bulacak. Bunların üzerindeki tanelerin olmuşlarını toplayacaklar. Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız. Taneler simsiyah kesilecek ve bir koku yayacak. Bu yarı yanık taneleri ezip toz haline getireceğiz. Sonra bir kabın içine su doldurup kaynatacağız.
edebiyat tarihiyle ilgili ilginç ve gün yüzüne çıkmamış bilgiler ve diyaloglar var...monografiye ilgisi olanların muhakkak okuması gereken bir kitap..salah birsel araştırmacı yönünü bu kitapta zirveye ulaştırmış..
352 sayfa