İNSAN BİR HİKÂYEYE KENDİNİ KAPTIRDIĞINDA, BİR BAKIYOR Kİ KARŞISINDAKİNİ ANLAMAYA BAŞLAMIŞ.
“Nedenini bilmeden peşine düştüğümüz duyguların, izini sürdüğümüz tutkuların, hapishanemiz olan korkuların bize bizden önceki nesilden kaldığına kanaat getirdim. Unutmamak, hatırlamak, birbirini tamamlamak için aslında.”
Diken kelebeklerinin göçü altı nesil sürüyorsa ve nesiller birbirinde devam ediyorsa, dağın bu yanıyla öbür yanını, denizin bu ucuyla öteki ucunu, bir kıtanın başlangıcıyla bitimini aynı anda görebilen
hangi nesildir?
Kapalı bir kapının iki tarafında iki insan duruyor. Rüçhan ve Nesrin. Türkân ve Mine. Kartal ve Somer. Peki, bir sonraki nesilden Defne ve Somer’in öteki kızı Kiraz kendi aralarındaki kapıyı aralarsa, diğer kapalı kapılara ne olur?
Dün, bugün ve yarın, bir neslin yolunda kesiştiğinde hikâyeler nasıl değişir?
Belki de, Kiraz’ın Defne’ye söylediği gibi bir aynaya tutulur bütün hikâyeler:
“Büyürken, genç kız olurken fark ettim ki, benim annem de sen ve senin annen için öteki kadın.
Annelerimize yaşatılan reddedilişin iki ucuyduk seninle. Rüçhan Hanım’ın ölüme giderken hüzünle baktığı bir aynayız biz. Birimiz aynanın sırrı, diğerimiz camıyız.”
Üç kız kardeş Türkân, Dönüş ve Derya’nın hikâyesi, Ayvalık’ta kaldığı yerden, bağımsız kurgusu ve tanıdık karakterleriyle devam ediyor.
İNSAN BİR HİKÂYEYE KENDİNİ KAPTIRDIĞINDA, BİR BAKIYOR Kİ KARŞISINDAKİNİ ANLAMAYA BAŞLAMIŞ.
“Nedenini bilmeden peşine düştüğümüz duyguların, izini sürdüğümüz tutkuların, hapishanemiz olan korkuların bize bizden önceki nesilden kaldığına kanaat getirdim. Unutmamak, hatırlamak, birbirini tamamlamak için aslında.”
Diken kelebeklerinin göçü altı nesil sürüyorsa ve nesiller birbirinde devam ediyorsa, dağın bu yanıyla öbür yanını, denizin bu ucuyla öteki ucunu, bir kıtanın başlangıcıyla bitimini aynı anda görebilen
hangi nesildir?
Kapalı bir kapının iki tarafında iki insan duruyor. Rüçhan ve Nesrin. Türkân ve Mine. Kartal ve Somer. Peki, bir sonraki nesilden Defne ve Somer’in öteki kızı Kiraz kendi aralarındaki kapıyı aralarsa, diğer kapalı kapılara ne olur?
Dün, bugün ve yarın, bir neslin yolunda kesiştiğinde hikâyeler nasıl değişir?
Belki de, Kiraz’ın Defne’ye söylediği gibi bir aynaya tutulur bütün hikâyeler:
“Büyürken, genç kız olurken fark ettim ki, benim annem de sen ve senin annen için öteki kadın.
Annelerimize yaşatılan reddedilişin iki ucuyduk seninle. Rüçhan Hanım’ın ölüme giderken hüzünle baktığı bir aynayız biz. Birimiz aynanın sırrı, diğerimiz camıyız.”
Üç kız kardeş Türkân, Dönüş ve Derya’nın hikâyesi, Ayvalık’ta kaldığı yerden, bağımsız kurgusu ve tanıdık karakterleriyle devam ediyor.
Tam benlik bir kitaptı. Ama maalesef hep gördüğüm duyduğum halde çok geç keşfettiğim bir yazar sevgili İclal Aydın. Keşke çok daha önceleri alıp okusaymışım kitaplarını. İlk tanışma kitabım Kalbimin Can Mayası oldu. Ve kitabı okurken farkettim ki aslında yazdığı ilk roman Bir Cihan Kafes ve sonraki romanları ,Unutursun ve Üç Kız Kardeş kitaplarının da devamıymış . Ancak Kitabın gerek olay akışı gerek anlatımı bu devam konusunda okuru hiç merakta bırakmadı, tek de gayet keyifli bir o kadar da samimi bir okunuşu vardı. Yalnız şimdi kitaptaki her bir karakterin kendine has hikayesini önceden bilip okumuş olmayı ah ne çok isterdim. Öyle güzel karakterler var ki okurken kendinizi hemencecik kitabın içinde buluveriyorsunuz. Onlar aralarında kahvaltıdaysa onlarla birlikte kahvaltı ediyorsunuz, onlar sohpetteyse siz de kendinizce sohpete bir iki laf katıyorsunuz, onların sevinci sevincim, üzüntüler, hüzünleri de de beraber yaşayorsunuz. En azında ben tam olarak böyle hissederk okudum. Yer yer tebessümler kahkahaya dönüşürken , bazı yerlerde hüzünlü anlara gözyaşlarım eşlik etti. En çok Sadık Dede ve Nezahat Hala 'ya güldüm, en çok da onlara üzüldüm yine.. Her bir karakterin önceki yaşamlarını okumak için geri kalan okumadığım bu üç kitabı ilk fırsatta satın alıp okuyacağım ve okutacağım. Aile sevgisi ve aile bağlılığı üzerine yazılmış romanlar en favori kitaplarım arasındadır her zaman. Ah bilseydim sevgili İclal Hanımcım bu kadar güzel bu kadar gönlüme göre yazdığınızı çok daha önce okurdum tüm kitaplarınızı. Acaba devamı olacak mı diye de çok merak ediyorum şimdi. Öyle kolay benimsenebilen karakterler ki Ayvalık'a gidip acaba böyle bir aile gerçejten var mı diye merak ediyorum doğrusu..Devamının olması temennisiyle...
Ciltsiz, 437 sayfa
Ekim2019 tarihinde, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı