Daha kitabın başında içindekiler bölümünü ifade eden iki kelimeyi görünce alışılmışın dışında bir kitabı elime aldığımı fark ettim: "Gözetleme Noktaları". Hayatın bir içağacı olması fikri bende 'neden olmasın' duygusu uyandırdı. Bir içağacım olduğunu bildiğim için daha umutlu olduğumu söyleyebilirim artık. "Dahasını söyleyeyim mi, Beyefendi, aslında konuştuğumuz filan da yok; düpedüz, açık açık çığlık çığlığayız", ne kadar da bizi anlatan bir cümle demekten kendimi alamadım, tıpkı "Yoğun, ağır bir zaman: saniyesini taşımak bile belini büküyor insanın …" gibi.
Yine "Tersinden okunan sessiz bir ve düşüncesiyle yürüdüm otobüs durağına doğru"yla muzip bir gülümseme yayıldı ortalığa, derken "insanın gerçek yüzü ancak kesin anlarda çıkar ortaya" diyerek adeta ciddiyetle devam edin deyivermiş gibi hissettim. "Kokusunu alabiliyor muyuz acının?" sorusuna, gözler önünde olanları göremiyoruz ki dedim içimden.
Daha kitabın başında içindekiler bölümünü ifade eden iki kelimeyi görünce alışılmışın dışında bir kitabı elime aldığımı fark ettim: "Gözetleme Noktaları". Hayatın bir içağacı olması fikri bende 'neden olmasın' duygusu uyandırdı. Bir içağacım olduğunu bildiğim için daha umutlu olduğumu söyleyebilirim artık. "Dahasını söyleyeyim mi, Beyefendi, aslında konuştuğumuz filan da yok; düpedüz, açık açık çığlık çığlığayız", ne kadar da bizi anlatan bir cümle demekten kendimi alamadım, tıpkı "Yoğun, ağır bir zaman: saniyesini taşımak bile belini büküyor insanın …" gibi.
Yine "Tersinden okunan sessiz bir ve düşüncesiyle yürüdüm otobüs durağına doğru"yla muzip bir gülümseme yayıldı ortalığa, derken "insanın gerçek yüzü ancak kesin anlarda çıkar ortaya" diyerek adeta ciddiyetle devam edin deyivermiş gibi hissettim. "Kokusunu alabiliyor muyuz acının?" sorusuna, gözler önünde olanları göremiyoruz ki dedim içimden.
Karton Cilt, 103 sayfa
1998 tarihinde, Edebiyat Dergisi Yayınları tarafından yayınlandı