Kanlı Eller Beyaz Kaftanlar

Necati... Uğur... Tilman...

18 Nisan 2007'de karanlık bir el bu üç adamı sevdiklerinden, ailelerinden ve çok sevdikleri ülkelerinden ayırdı. Herkes gibi sıradan bu üç adam o gün tüm Türkiye'yi ve dünyayı sarsan hunharca işlenen bir cinayetin kurbanı oldular.

Bu ülke için yüreklerinde sıcak bir sevda ve memleketlerinin insanlarına derin bir muhabbet ve sevgi miydi bu ayrımın sınırı? Mesih'e olan sevgileri, Hristiyan olmaları mıydı? Sadece farklılıkları mı onları bilinmez bir elin hedefi haline getirmişti?

Bu kitabı yazarken, onların gerçek hayat hikâyelerini, Tanrı'ya ve bu ülkeye duydukları derin sevgiyi anlatmak istedim. Bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına ve geleceğine derin ve içten bir inançları vardı. Çünkü onları birer hedef haline getiren şey inandıkları Tanrı'yı ve ülkelerini sevmeleriydi. Ve bedelini de canlarıyla ödediler.

İnançlarından dolayı insanların katledilmediği, bu ülkenin evlatlarının kanına dökülmediği aydınlık ve esenlik dolu günlere olan inancım ve dileklerimle...

Necati... Uğur... Tilman...

18 Nisan 2007'de karanlık bir el bu üç adamı sevdiklerinden, ailelerinden ve çok sevdikleri ülkelerinden ayırdı. Herkes gibi sıradan bu üç adam o gün tüm Türkiye'yi ve dünyayı sarsan hunharca işlenen bir cinayetin kurbanı oldular.

Bu ülke için yüreklerinde sıcak bir sevda ve memleketlerinin insanlarına derin bir muhabbet ve sevgi miydi bu ayrımın sınırı? Mesih'e olan sevgileri, Hristiyan olmaları mıydı? Sadece farklılıkları mı onları bilinmez bir elin hedefi haline getirmişti?

Bu kitabı yazarken, onların gerçek hayat hikâyelerini, Tanrı'ya ve bu ülkeye duydukları derin sevgiyi anlatmak istedim. Bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına ve geleceğine derin ve içten bir inançları vardı. Çünkü onları birer hedef haline getiren şey inandıkları Tanrı'yı ve ülkelerini sevmeleriydi. Ve bedelini de canlarıyla ödediler.

İnançlarından dolayı insanların katledilmediği, bu ülkenin evlatlarının kanına dökülmediği aydınlık ve esenlik dolu günlere olan inancım ve dileklerimle...