Tarihle uğraşanlar daha çok olaylarla, olayların gelişmesinde birinci derecede rolü olan insanlarla ve bu insanların etrafında şekillenen soysal, ekonomik ve kültürel yansımalarla doğrudan ilgilenirler. Ancak, maalesef bu ilgi olayların bütün olayların belirleyicilerine ulaşamamaktadır. Bizim tarih ve tarihi olay dediğimiz durumları ortaya çıkaran, belki bu olaylar sırasında hayatlarından olan bir çok insan unutulmuş, unutulmak talihsizliğine uğramıştır. Hele hele aradan birkaç neslin geçmesi, bu insanları bazen yaşadıklarıyla birlikte tarihin karanlığına, başka bir deyişle unutulmuşluğa itmektedir.Milli Mücadeledeki esirlerimiz işte bu unutulanlar arasında yer almıştır desek pek yanlış olmaz. Büyük bir imparatorluğun yok olduğu bir dönemde Yedi düvele karşı, bin bir türlü imkansızlıklar içinde bir ölüm-kalım savaşı, bir varoluş mücadelesi veren, kendi hayatlarını bizler ve bizlerden sonra nesiller için yürek parçalayıcı şekillerde feda eden, bu sayede de bugün üzerinde yaşadığımız bu coğrafyayı kurtaran, koruyan, vatanlaştıran asker ve sivil esirlerimizin sayısı yaklaşık 25.000i bulmaktadır. Bu çalışmada Milli mücadeledeki Türk ve Yunan esirlerinin esir alınışları, götürülüşleri, bulundukları yerler, yaşadıkları şartlar ve geri dönüşleri Türkiye Kızılay Derneği arşivi, Uluslar arası Kızılhaç Komitesi arşivi ve Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı arşivinde ulaşılabilen belgeler ve bu konuda yapılan araştırmalarla ortaya konulmaya çalışıldı....Geçmişte yaşananları bilmemiz gerekli. Yaşananların bilinmesi lazım. Yaşananları hem Türklerin ve hem de Yunanlıların yeni nesillerinin çok iyi bilmeleri lazım. Bunların bilinmesi insanlar arasında düşmanlığı, ön yargıyı körüklemek veya canlı tutmak için değildir. Bunlar bilinmeli ki, ön yargı, kin ve husumetin insanlara neler yaptırabildiği çok iyi anlaşılsın...
Tarihle uğraşanlar daha çok olaylarla, olayların gelişmesinde birinci derecede rolü olan insanlarla ve bu insanların etrafında şekillenen soysal, ekonomik ve kültürel yansımalarla doğrudan ilgilenirler. Ancak, maalesef bu ilgi olayların bütün olayların belirleyicilerine ulaşamamaktadır. Bizim tarih ve tarihi olay dediğimiz durumları ortaya çıkaran, belki bu olaylar sırasında hayatlarından olan bir çok insan unutulmuş, unutulmak talihsizliğine uğramıştır. Hele hele aradan birkaç neslin geçmesi, bu insanları bazen yaşadıklarıyla birlikte tarihin karanlığına, başka bir deyişle unutulmuşluğa itmektedir.Milli Mücadeledeki esirlerimiz işte bu unutulanlar arasında yer almıştır desek pek yanlış olmaz. Büyük bir imparatorluğun yok olduğu bir dönemde Yedi düvele karşı, bin bir türlü imkansızlıklar içinde bir ölüm-kalım savaşı, bir varoluş mücadelesi veren, kendi hayatlarını bizler ve bizlerden sonra nesiller için yürek parçalayıcı şekillerde feda eden, bu sayede de bugün üzerinde yaşadığımız bu coğrafyayı kurtaran, koruyan, vatanlaştıran asker ve sivil esirlerimizin sayısı yaklaşık 25.000i bulmaktadır. Bu çalışmada Milli mücadeledeki Türk ve Yunan esirlerinin esir alınışları, götürülüşleri, bulundukları yerler, yaşadıkları şartlar ve geri dönüşleri Türkiye Kızılay Derneği arşivi, Uluslar arası Kızılhaç Komitesi arşivi ve Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı arşivinde ulaşılabilen belgeler ve bu konuda yapılan araştırmalarla ortaya konulmaya çalışıldı....Geçmişte yaşana... tümünü göster