Ateşin ne çektiğini küle sor diyen düşünürün duygularını aktarma yolu yazmak olmuş.. Türk kültür hayatına yeni eserler kazandırmak amacıyla kurduğumuz Bilgeoğuz Yayınlarının ilk kitabı.Kapıaltı bir devrin küllerini eşeleyerek ateşten günlerin acısını, yakın tarihimizdeki karanlık dehlizlere ışık tutmaya çalışacak. Oğuzhan Cengizin Timaş Yayınlarından 3 yıl önce yayınladığı Yanık Kaleyi kitap severlerimiz hatırlayacaktır. Bitirilmek, yitirilmek istenen bir kuşağın maphus günlüğünden notlar olan Yanık Kale okurlar için adeta bir ibret vesikası idi.Eli yar eline değmeden vatan sevdasına düşen gençlerin, aşk derecesinde sevdikleri devletleri onlara ödül olarak Yanık Kaleleri, Mamakları reva görmüştü. Edirne Cezaevi notlarının ağırlıkta olduğu Yanık Kalenin devamı olan Kapıaltı yayınevimizin ilk, Oğuzhan Cengizin ikinci eseri.Askerlik; Şubede başlar; Şubede biter sözünün yazılı olduğu askerlik şubelerine tüm okurların yolu düşmüştür.. Cenab-ı Allah kitapseverleri cezaevinden korusun.. Cezaevi de kapıaltında başlar, kapıaltında biter. Kapıaltı esaret ile özgürlüğün arasında sırat köprüsüdür..İşte hayatının en güzel yıllarını (12 yıl) maphuslarda geçiren Oğuzhan Cengizin günlüğünden notlar.. Trajikomik olayların yanında, isyanlar, kırılmalar, dayaklar, yitirilmemiş umutlar..Türk siyasi hayatının miladı sayılan 12 Eylül ve getirdikleri..Kendimi adeta çelik bir kafese kapatılmış garip bir serçe gibi hissediyorum. Demir kafese konmuş bir serçenin yüreği dünyadır. Umudu ise bir gün, bir aralık bulup, bir çırpıda, bir nefeste uçup gitmektir sonsuza.. diyen Oğuzhan cengizin Kapıaltı isimli kitabını nefes nefese okurken bir devre tanıklık edecek, acılarını paylaşacaksınız.Sol jargonun duygu sömürüsü ile sıkça kullandığı cezaevi edebiyatını; vatanımın, ha ekmeğini yemişim ha da mermisini diyen Ülkücüler bugüne kadar birkaç deneme dışında hiç yapmadılar. Şimdi saçları-sakalları ağaran,maphus yatan Ülkücülerin yeni nesillere yol göstermek için kaleme sarılmaları görev oldu. Bu kutsal vazifeyi Yanık Kale ile başlayıp Kapıaltı ile devam ettiren Oğuzhan Cengizin yazacağı çok şey var.Bilgeoğuz Yayınlarının başlattığı karanlığa ışık tutma gayretlerine o ateşten günleri yaşayan, Kapıaltından geçen değişik yazarlarda katılacak..Teşvik Alemlerin Rabbinden, gayret bizden, takdir siz değerli kitapseverlerden olacak...
Ateşin ne çektiğini küle sor diyen düşünürün duygularını aktarma yolu yazmak olmuş.. Türk kültür hayatına yeni eserler kazandırmak amacıyla kurduğumuz Bilgeoğuz Yayınlarının ilk kitabı.Kapıaltı bir devrin küllerini eşeleyerek ateşten günlerin acısını, yakın tarihimizdeki karanlık dehlizlere ışık tutmaya çalışacak. Oğuzhan Cengizin Timaş Yayınlarından 3 yıl önce yayınladığı Yanık Kaleyi kitap severlerimiz hatırlayacaktır. Bitirilmek, yitirilmek istenen bir kuşağın maphus günlüğünden notlar olan Yanık Kale okurlar için adeta bir ibret vesikası idi.Eli yar eline değmeden vatan sevdasına düşen gençlerin, aşk derecesinde sevdikleri devletleri onlara ödül olarak Yanık Kaleleri, Mamakları reva görmüştü. Edirne Cezaevi notlarının ağırlıkta olduğu Yanık Kalenin devamı olan Kapıaltı yayınevimizin ilk, Oğuzhan Cengizin ikinci eseri.Askerlik; Şubede başlar; Şubede biter sözünün yazılı olduğu askerlik şubelerine tüm okurların yolu düşmüştür.. Cenab-ı Allah kitapseverleri cezaevinden korusun.. Cezaevi de kapıaltında başlar, kapıaltında biter. Kapıaltı esaret ile özgürlüğün arasında sırat köprüsüdür..İşte hayatının en güzel yıllarını (12 yıl) maphuslarda geçiren Oğuzhan Cengizin günlüğünden notlar.. Trajikomik olayların yanında, isyanlar, kırılmalar, dayaklar, yitirilmemiş umutlar..Türk siyasi hayatının miladı sayılan 12 Eylül ve getirdikleri..Kendimi adeta çelik bir kafese kapatılmış garip bir serçe gibi hissediyorum. Demir kafese konmuş bir serçenin yüreği dünyadır. Umudu ise bir gün, bir... tümünü göster